Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kadınlara Mahsus

Marilyn French

En Eski Kadınlara Mahsus Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kadınlara Mahsus sözleri ve alıntılarını, en eski Kadınlara Mahsus kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gazetelerdeki yazılar hep erkeklerle ilgiliydi; kadınlar ancak cinayete kurban gittikleri zaman konu oluyorlardı.
Sayfa 27 - E yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kadınlar, yaradılışlarının kurbanıydılar, doğanın kurbanı.
Sayfa 34 - E yayınlarıKitabı okudu
Hayatlarını boğucu yapan, ancak hiç sözü edilmeyen, hiç düşünülmeyen koşullari da çoktan kabul etmislerdi. Böyle yaşamayı seçmemiş, bu hayata itilmiş olduklarını, buradan bir yere kımıldayamayacaklarını(çocuk sahibi olmak açık cezaevlerinde yaşamaktan çok daha kısıtlayıcıdır) düşünmeye yanaşmıyorlardı.
Sayfa 104 - E yayınlarıKitabı okudu
Sanatı gerçek hayattan farklı kilan şeylerden biri sanat yapıtlarında her şeyin belli bir biçimi, bir başı, bir ortası, bir sonu olmasıdır. Oysa gerçek hayatta başıboş bir akış içindedir her şey.
Sayfa 186 - E yayınlarıKitabı okudu
Çünkü kabul edemeyeceğimiz şeyi görmeyiz, görmezlikten geliriz, şu ya da bu kategoriye sokup kurtuluruz çabucak. Kafamızdaki kalıpları, büyük bir özenle kurduğumuz kalıpları sarsacak gibi görünen şeylere bakmak istemeyiz. İnsanın iç dünyasını dışarıdan gelecek saldırılara karşı koruma isteğidir bu
Sayfa 192 - E yayınlarıKitabı okudu
Reklam
İnsanın kendisiyle ilgili bir imgesi olabilmesi icin dışarıdan bir yansıma alabilmesi gerekir.
Sayfa 193 - E yayınlarıKitabı okudu
İnsan toplumun kurallarını çigneyebilir, cezasız da kalabilirdi, ancak büyük başarıdan sonra dönüş yapamazdı. Sonsuza dek yalnız kalırdı artık. O zaman büyük sanat, hiç degilse iyi sanat yapıtları çıkarabilirdi belki. Ne için peki? Şiirlerin ateş yakmak için kullanıldıği, tabloların duvarlardan bombalarla indirildigi, kütüphanelerin yakılıp anıtların yıkıldığı bir dünyada, bunlardan kurtulan sanat yapıtlarının bile -gördüklerinden bir şey anlayamadıkları için kimsenin ayak basmadığı- müzelerde taş parçaları gibi dizilip bırakıldığı bir dünyada sanat neydi?
Sayfa 251 - E yayınlarıKitabı okudu
Hayat akıp gidiyordu: ağaçlar renk değiştiriyor, çicekler açıp soluyor, hava ya ılık ya soğuk oluyordu. İnsanın yapabileceği en iyi şey arkasına yaslanıp tanık olmak, değistiremeyeceği, kaçınılmazların tadını çıkarmaktı. Kadınların yaptığı buydu. Dünyayı döndüren onlardı; mevsim değişikliklerini izleyen, güzellikleri koruyan, dünyanın içini temizleyen, herkesin dışarı bakabilmesi için camları silenler onlardı. Dayanıklı bir süreklilik: yazgıların en ağırı. Kimse onlara madalya takmıyor, kimse ünvan vermiyordu. Büyük adamların heykelleriyle dolu olan koridorlarda onların büstlerine rastlanmazdı.
Sayfa 251 - E yayınlarıKitabı okudu
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.