Yirminci Yüzyılda Kültürel Bir Kimliğe Doğru

Kadınların Tarihi 5.Cilt

Georges Duby

Kadınların Tarihi 5.Cilt Quotes

You can find Kadınların Tarihi 5.Cilt quotes, Kadınların Tarihi 5.Cilt book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Gaz kullanılmadan önce, yüz binlerce Yahudi, çoğunluğu toplu kurşu­na dizilerek, zaten öldürülmüştü. Bunu yapan ss'ler, özellikle kadın­lar ve çocuklar kurşuna dizilirken epeyce “psikolojik güçlük” çek­miş görünüyorlar. Himmler ve Eichmann'ın bile, aralarında ka­dınların ve çocukların da bulunduğu idamları izlerken mideleri bu­landı. 1941'in sonunda sadece kitlesel katliamı hızlandırmanın bir yolu olarak değil, ss'leri büyük ölçüde toplumsal cinsiyete özgü kuruntularından kurtarmak için “uygun bir yöntem”, kan dökmeye “insani” bir alternatif gerekli olduğu için de gaz teknolojisine geçil­di.
1. Dünya Savaşı’nda:
Birleşik Devletler dışında tüm savaşm Hükümetler, İngilizlerin Ayrılık Ödeneği dediği, göreneksel ve meşru karılara ödenen ve mikta­rı çocuk sayısına göre değişen bir ödenek saptadılar. Savaşın ilk gün­lerinden son günlerine kadar ödenen İngiliz ödeneği oldukça cö­mertçeydi; gerçekten de bekar bir kadının ortalama ücretinden biraz yüksekti. Ne var ki, Almanya ve Fransa bu ödemeleri bir sosyal yar­dım biçimi olarak görmekte inat etti ve dolayısıyla miktarı düşük tut­tu.
Reklam
Savaş kadınlara eşi görülmemiş bir özgürlük ve sorumluluk sundu. Daha önce ulaşılmaz olan uğraş alanlarında ülkelerine hizmet eden birçok kadın, yeni aletlerle ve teknolojilerle çalışmayı keyifli buldu. Savaş kadim duvarları yıktı ve birçok itibarlı mesleğin kapısını kadınlara açtı. 1914'te bütün Fransa'da sadece birkaç yüz kadın doktor ve birkaç düzine kadın avukat vardı. Fakat Maria Verone ile Jeanne Chauvin'e askeri mahkemelerde savunma avukatlığı yapma izni ve­rildi ve ilk kadın öğrencilerini 1918'de kabul eden itibarlı Ecole Cent­rale de dahil, işletme ve mühendislik okullarına genç kadınlar ka­bul edildi. Kadın öğretmenler erkek okullarında öğretmen olarak açık kollarla karşılandılar ve cömertçe övüldüler. Öğretmenlik giderek ka­ dın mesleği haline geldi ve bu durum kovulacaklarından korkan erkek öğretmenleri endişelendirdi.
Yeni ve can alıcı olan kesinlikle kadın­ların tek başına yaşama, tek başına dışarı çıkma, tek başına aile so­rumluluklarını üstlenme fırsatıydı. Daha önce bütün bu şeyler ola­naksız ya da tehlikeli gibi görünürdü. Bazı kadınlar ciddi bir duru­mu anmak için yurtseverlik metaforlarını bileyerek ya da bir dergi­ de savaş yıllarının sefaletini ve zor işini anlatarak yazmaya bile kal­kıştı. Yayıncı bulan birkaçına rağmen, acaba ne kadarı kayboldu ve ne kadarı tavan aralarında keşfedilip yayımlanmayı bekliyor?
Modern savaş vücutların yanı sıra zihinleri de silah altına aldı.
Reklam
Bu yüzyılda yaşayan kadınlar gözlemlendiğinde, trajedileri ve bü­ yüklükleri insanı etkiler. Savaşın, devrimin ve diktatörlüğün sillesi­ ni yiyen kadınlar cinsiyetler arası ilişkiler bakımından büyük bir altüst oluşa da tanık oldular.
Geçmişte erkekler düşmanla savaşmaya gittiklerinde, kadınlar sofuca evde beklemişti. Ne var ki, şimdi erkekler bırakıyor, kadınlar devralıyordu, kamusal sorumlulukları omuzluyor ve savaş makinesini iş­ler durumda tutuyorlardı ve cephedeki birlikler, boynuzlu, beş pa­rasız kalkmaktan korkuyorlardı.
Sovyet kadınları aileyle ilgili yeni yasaların, tartışılmadan yürürlüğe konulan ve merkezi otoritelerin kaprislerine göre değiştirilen yasaların ilk kurbanlarıydı.
Savaş uzadıkça ve ölümler hem sıradanlaştıkça, hem katlanılmaz hale geldikçe ruhlar da güçsüzleşti.
Reklam
Yirminci yüzyıl -psikolojinin ve imgelerin yüzyılı-
Kadınlar erkeklerin ve ailenin hiz­metinde özel bir rolü yerine getiren kişiler olarak görüldüler. Mo­dernlik takılarıyla süslenen, bilim tarafından onaylanan, filmlerde, gazetelerde, dergilerde ve reklamlarda tanıtılan ev kadını ve anne mo­deli zaferle demokratikleştirildi. Hükümetler -ve sadece diktatör hü­kümetler değil- nüfus artışını resmi bir sorun haline getirdiler. Ço­cuk büyütme tıbbi bir uzmanlık haline geldi. Psikologlar anne-çocuk ilişkileri hakkında normatif duyurular çıkardılar. Bütün bu faktörler kadınların evde kalması için yeni baskılar yarattı. Cinsellik ar­tık meşru bir haz kaynağı sayılmakta ve kadınların cinselliği kabul edilmekteydi; fakat uygun ifade yerinin evlilik olduğu savunulmak­ta ve kadınlar, inanılmaz ince film yıldızlarının, modellerin ve gü­zellik kraliçelerinin simgelediği yeni güzellik ideallerine ulaşamamak­tan endişe etmekteydiler.
Sayfa 14 - Freud cinsiyet ve cinsel kimlik işini bozmasına rağmen, felsefe ve sosyal bilim genel olarak toplumun cinsiyet ay­rımcılığını yansıtmaya devam etti.Kitabı okuyor
Kısırlaştırma 400.000 acil vakayla başlamak ve sonun­ da 1,5 milyon kişiyi kapsamak üzere “etnik bünyenin kademeli bir biçimde temizlenmesini sağlamalıydı”. Yaklaşık 250 özel kısırlaştırma mahkeme­si kuruldu. Nazileştirilen tıp kurumuna, yasayla ve devlet denetimi altında kısırlaştırma adaylarını arama emri verildi. Başarısı sınırlı da olsa, Almanları doğumculuk karşıtlığının zorunluluğuna ve yararı­na inandırmak için büyük bir propaganda kampanyası başlatıldı. Ta­rihte hiçbir devlet doğumculuk karşıtı bir politika izlemek üzere teoriyi, propagandayı ve siyasal-kurumsal pratiği bu oranda birleştir­memişti; “kitlesel cinayetin habercisi”.
Reklamlar ürünlerle birlikte imaj da satmaktaydı. Yeni kadın eskisinden daha gösterişli gibi görünebilir; fakat reklamlar bizzat kadınlar cinsel nesnelere, istenir metalara dö­nüştürdüğü için, temelde çok şey değişmemişti. Yaygın, mütecaviz pornografik görüntüler dergilerde ve video kasetlerde yaygınlaştı. Bu­nunla birlikte, artan sayıda kadın açıkça konuşmaya ve kendi gör­sel kimliklerinin kontrolünü ele geçirmeye başladı. Temsilin siyasal önemini vurgulayan bu kadınlar, eski klişeleri kırmaya ve kadınların kendilerini gerçekleştirebilecekleri çeşitli yolları göstermeye ça­lıştılar. Tarihte hiçbir zaman kadın imgesi son yıllarda olduğu ka­dar hızlı değişmedi.
Nasıl ki l. Dünya Savaşı'ndan önce uluslararası kadın hareke­ti zirvedeyken feminizm ulusal sınırlara aldırmadıysa, pazarlama ve medya güçleri de bu sınırları tanımadı. 1920'lerde Avrupa sinema­sını kendi ürünleriyle dolduran Amerikan film sanayii aracılığıyla, Amerikan tarzı modern kadının kurtuluşuyla ilgili tikel bir model, Avrupalı izleyiciye taşındı. Avrupalı tüketiciler idealleştirilmiş mo­dern Amerikalı kadın resmini Amerikalılardan daha katışıksız bir biçimde kabul ettiler.
Nasyonal sosyalist kısır­laştırma politikası, “değersiz yaşamı imha”ya yönelik bir adımdı (öte­nazi, ya da “eylem T4”). Bu adım 1939'da atıldı ve sonunda çoğun­luğu psikiyatri kliniklerinde yatan 200.000 kadar hasta, yaşlı ve en­gelli, “iyileşmez” diye seçildikten sonra öldürüldü. Yahudi hastaların tümü seçime tabi tutulmadan öldürüldü.
25 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.