Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kafka'dan Kafka'ya

Maurice Blanchot

Kafka'dan Kafka'ya Sözleri ve Alıntıları

Kafka'dan Kafka'ya sözleri ve alıntılarını, Kafka'dan Kafka'ya kitap alıntılarını, Kafka'dan Kafka'ya en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Olumsuzlama ancak yadsıdığı şeyin gerçekliğinden yola çıkarak gerçekleşebilir; dil değerini ve gururunu bu olumsuzlamanın yerine getirilmesinden alır; ama başlangıçta ne yitirilmiştir? Dilin çek­tiği sıkıntı, eksikliği olduğu yerde zorunluluk gereği eksik olduğu şey olmasıdır: Dil onu adlandıramaz bile.
"yazar, ki var olmayan bir şeydir, yaşlı kadavrayı, her zamanın kadavrasını çukura aktarır. Ben, kendimi tam bir unutuş içinde, bundan bütünüyle yararlanmayı isteyecek kadar yazarım -ve kendini unutuş ve de açıkgörüşlü olmayan bir unutuş yazar olmanın ilk koşuludur- ya da, bu da aynı kapıya çıkar, onu anlatmayı isteyecek, ama bu artık olmayacaktır. Peki, niçin sadece gerçek ölümden söz etmek? Yaşamda, aynı şey ... "
Sayfa 203 - MonoklKitabı okudu
Reklam
Dünyayı kurtarmalı ve uçurum olmalıdır, varoluşu doğrulamalı ve sözü var olmayana vermelidir; zamanların sonunda, evrensel dolulukta olmalıdır ve o, doğmaktan başka bir şey yapmayanın kökeni, doğuşudur. Bütün bunlar mıdır o? Onda edebiyat bütün bunlardır. Ama daha ziyade bu, olmayı istediği şey, gerçeklikte olmadığı değil midir? O zaman, hiçbir şey değildir o. Ama hiçbir şey değil midir?
Sayfa 36 - MonoklKitabı okudu
İnsanlardan, hu­zur içinde yaşamak için değil, tersine huzur içinde ölebilmek için uzak­laşıyorum...
Kafka
Kafka ona çok geçmeden büyük bir tutkuya dönüşen bir dostlukla bağlandı ve önceleri mutluluk içeren bu duygu, sonraları azap ve umutsuzluk içinde tükenip gitti. Öyle görünüyor ki bu dönem onun yaşamında benzeri olmayan bir yaşantıydı. Tutkuyla, hayatında tek bir kere, onun alt üst edici görünümüyle ve fırtınalarıyla, kasırga gücüyle karşılaştı.
Sayfa 151Kitabı okudu
Yazar ilk aldanandır, başkalarını aldattığı anda kendini de aldatır.
Sayfa 33 - MonoklKitabı okudu
Reklam
Yaşamı sevinçle kabullenmiş ve yaşamının sonunu da sevinçle kabullenmiştir-, bir kez ölünce, ölümü sevinç içinde bekliyordur: yere uzanmış bekliyordur. "İşte o zaman, mutsuzluk baş gösterdi," der. Bu umutsuzluk, ölümün olanaksızlığıdır, büyük insani kaçamaklar üzerine yöneltilmiş acı alaydır, gecedir, hiçliktir, sessizliktir.
Varoluştan çıkamayacağımıza göre, bu varoluş tamamlanmış değildir, dolu dolu yaşanamaz o -ve bizim yaşamak için sürdürdüğümüz mücadele ölmek için savaştığını bilmeyen ve hep daha yoksul bir olasılığa saplanıp kalan kör bir mücadeledir. Kurtuluşumuz ölümdedir ama umut yaşamaktır.
Son nerededir? Dilin umudu olan bu ölüm nere­dedir? Ne var ki dil, ölümü taşıyan ve kendini onda muhafaza eden yaşamdır .
Dil ancak boşlukla birlikte başlar; hiç­ bir doluluk, hiçbir kesinlik konuşmaz; kendini ifade edende temel bir şeyler eksiktir. Olumsuzlama dile bağlıdır. Başlangıç noktasında, bir şey söylemek için konuşmam, tersine konuşmayı talep eden bir hiçtir, hiç konuşmaz, hiç varlığını sözde bulur ve sözün varlığı hiç değildir.
297 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.