En sevdiğim yazarların başında gelen Sabahattin Ali'nin hikayelerinin bulunduğu bir kitabı daha bitirdim. Hikayeler kısa kısa kaleme alınmış ancak okurken verdiği zevk bambaşka. Cumhuriyet sonrası dönemde yazdığı bu hikayelerin çoğu Konya bölgesinde geçiyor. Hikayelerin hepsi kötü sonla bitiyor, bu insanın canını sıkabilir ancak gerçekliği yansıtan da bunlar değil mi? Ülkemizin ilk kurulduğu yıllarla şimdiyi karşılaştırma imkanı da buluyorum. Hala bazı şeyleri değiştirememişiz. Hikayelerde fakirlik, çaresizlik, iş bulma amacıyla kente göç, sevmediği adamla evlenmek zorunda kalmak, töre, kurallar vs. aklınıza gelebilecek tüm kültürel ögeler dolu. Sabahattin Ali'nin hikayelerinde öne çıkan insan değildir, öne çıkan toplumdur. İnsanları bize toplumu göstermek için kullanır. Okumanızı tavsiye ederim.