Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kahramanım Çatlı

Ahmet Haldun Terzioğlu

Kahramanım Çatlı Gönderileri

Kahramanım Çatlı kitaplarını, Kahramanım Çatlı sözleri ve alıntılarını, Kahramanım Çatlı yazarlarını, Kahramanım Çatlı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
" Evet, çok zordayız. Evet, çok mağdur durumdayız. Kendimize, ailelerimize bakacak gücümüz yok neredeyse. Şu yabancı memleketlerde yaşam mücadelesi veriyoruz. Adeta sürünüyoruz desek yanlış olmaz, ancak milli menfaatler için kendimizi satacağımızı düşünenler dünyanın en şerefsiz kişileridir. Biz bu halimizle Türk düşmanlarıyla savaşmayı sürdürüyoruz. Bunu hem siz iyi bilin, hem de sizi gönderenlere iletin. Ülkücü kendisini para için asla satmaz. Devleti için canını verir ama devletin bir kuruşuna tenezzül etmez. Hemen sözünüzü geri alın. "
Sayfa 253Kitabı okudu
" ...Çünkü devlete değil ama devleti yönetenlerin sözüne hiç güvenmiyoruz. "
Sayfa 268Kitabı okudu
Reklam
" Vatan, millet deyince onlar için akan sular durur! "
Sayfa 225Kitabı okudu
" Dünyanın neresinde olursa olsun, bir Türk'ün canı yanarsa, benim de canım yanar. Bir Türk sıkıntıdaysa, ben de sıkıntıdayım demektir. Bu nedenle huzur bulamadı ruhum... "
Sayfa 220Kitabı okudu
" ...Bayrak bizimle birkaç adım daha öteye gidecekse neden duracaktık? "
Sayfa 194Kitabı okudu
Reklam
İdamlar başladı. Eşitlik yanlısı ( ! ) darbeciler bu konuda da düşüncelerini açık olarak ortaya koyup sistemlerini açık ettiler. " Bir sağdan, bir soldan... " Kimlik, suç, adalet önemli değildi. Amaç bir işaret vermekti. Bu da her iki tarafa da aynı uzaklıkta olduklarını göstermekten ibaretti. İlk ülkücü asılarak şehit edildi. Mustafa Pehlivanoğlu... 7 Ekim 1980, Ankara... Hemen öncesinde bir Devrimci genç aynı yerde infaz edilmişti.
Sayfa 187Kitabı okudu
" ...Türk milleti onu sevenleri unutmayacaktır! "
Sayfa 168Kitabı okudu
Çağrıyı yapan yabancıları değildi ki, Türk ordusuydu. Onlar da Türk Ülkücüleri. Kendi ordularından çekinecek, korkacak değillerdi. Değil mi ki onların peygamber ocağı dedikleri kutsallıktı. Koşa koşa teslim olmuşlardı. Neşe içinde ellerini uzatmışlardı. Hatta bir anda o kadar yığılmışlardı ki, teslim olanlar için spor salonu açılmış ve orada ilk ifadeleri alınmaya başlanmıştı. Kendiliklerinden gelip, kendi ordularına teslim olan bu kişiler çok yakında, karşılarındakilerin onların tanıdığı, bildiği ordu olmadığını anlayacaklardı ancak iş işten geçecekti. Yapılan işkenceler karşısında bir zaman ne düşüneceklerini bile bilemeyeceklerdi. Yaşadıklarına inanamayacaklardı. Aslında her şey ortadaydı. Bugün bütün gerçekleri anlamak çok kolay oluyor. Ülkücüleri teslim alan Türk ordusu değildi. Amerika'nın yetiştirip yönettiği, başa getirdiği ve ihtilal yaptırdığı generallerdi.
Sayfa 149Kitabı okudu
63 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.