En Eski Kalbe Düşen Sızı Sözleri ve Alıntıları
En Eski Kalbe Düşen Sızı sözleri ve alıntılarını, en eski Kalbe Düşen Sızı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Zülal...
Yarım kaldı şiiri, ağlamaktan yazamadı. Aşk insanı inceden inceye pişirirmiş de ateşe girmenin anlamını yanınca anlarmış kişi.
Sağlam ve sinsice atarmış adımlarını aşk. Onun tadını alınca müptelası olup bir daha onsuz yaşayamazmış insan. Ağrısı sol yanda, penceresi gözlerdeymiş.
Sayfa 67 - Eşik Yayınları
Zülal
Allahım, Beni yaratan, yaşatan, her şeyi kuşatan, her şeyin, benim ve ....... sahibi, bildiğim ya da bilmediğim her şeyin sebebi. ..... bana veren rabbim, ne olur onu benden alma, beni benden alma. O benim canım, ne olur canımı alma. Beni cansız yaşatma!
Sayfa 106
mevlana hazretleri
Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme, gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime, dilim anlayamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme
Sayfa 86
Ömür kısadır evladım. Kelebek olsan da bu böyledir, ademoğlu olsan da.
Aşk insanı inceden inceye pişirirmişte ateşe girmenin anlamını yanınca anlarmış kişi.
Demek ki aşk ezelde aldığı ilahi bir emanetti.
-Bak Kevser nine, kelebek ölüyor. Onun ömrü çok kısa diyorlar, doğru mu ?
-Ömür kısadır evlâdım. Kelebek olsan da bu böyledir, adem oğlu olsan da.
- Ama Kevser nine, her canlının ölümü aynı uzunlukta değil ki?
-Bitecek olduktan sonra gerisinin önemi yok evladım, mesele kelebek olabilmekte. Bu kelebek bir tırtıl idi, koza örmeseydi kelebek olamazdı., kelebek olmasa idi çiçeği bilemezdi, çiçekten gözünü almasaydı güneşi göremezdi. Âdemoğlu da bu misaldir. Kimi tırtıl olarak kalır da çıkamaz daracık dünyasından, kimi de kozasında çürür, kimi belki kelebek olmayı başarır ama dünya onu aldatır da hakikati göremez, kimi de öyle bir kelebek olur ki Rabb'ine yürür.
-Sen hiç böyle birini tanıdın mı nine?
-Nasıl birini evlâdım?
-Kelebek olabile; Rabb'ine yürüyebilen birini.
-Tandım evlâdım, tanıdım.
-Ismi neydi ?
-...
Kelebek sordu:
-Ömür nedir ki ?
Çınar karşılık verdi:
-Ömür bir sermayedir. Eninde sonunda tükenir, kelebek de olsan, koca bir çınar da.
Çiçek seni aldatmasın, içindeki özlem başka.
Yüreği iki taş arasına sıkışmış bir buğday tanesi gibiydi. Bu yükü nereye kadar taşıyabilirdi?
"Gönlüm dilime dargın, dilim gönlüme.. Gönlüm duygularını anlatamadığı için kızarken dilime, dilim anlatamayacağı şeyleri düşündüğü için kızıyor gönlüme."
Kelebeğin içi hüzünle doldu, terkedilmişti, demek aşkı karşılıklı değildi! Fakat ondan vazgeçemezdi, içi özlemle doluydu; ne yapacak ne edecekti ama onu bulacaktı.
EşikKitabı okudu
Aslında az önce vadide gördüğü hiçbir renk yoktu; sadece çiçekler değil, çimenler, ağaçlar, dere ve hatta kendisi dahi görünmüyordu. Peki, her şeyi görünür kılan ne idi? Bir "ah" çekti kendi kendine; evet ya, tabii; o her şeyi, her yeri görünür kılanı bulmalıydı. O ki hayran kaldığı, hayret ettiği her ne varsa onun sayesinde vardı.
EşikKitabı okudu