Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nefs Terbiyesi ve Allah'a Yakın Olmanın Güzelliği

Kalbini Bul

Hakim Tirmizi

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kalp daima kendisine baskin gelen, kendisine hakim olan seye aittir.
Müminin sahibine daha fazla kulak verip itaatkar olması, sahibi­nin muvafakatini daha çok araması, nasihatine kulak verip de Rabbine inanan bir kul olmaya daha fazla tutunması gerekmez mi?
Reklam
Zikir de nasip işidir, bu güzel günlerde Allah hepimize nasip eylesin.
Allah kendini her halükarda zikretmeye izin vermiş, zikrini bütün diğer işlerin ve salih amel­ lerin önüne almıştır. Zikrin dışındaki fiillere ise özel vakitler tayin etmiştir. Kuranda bahsedilen ve Hz. Peygamberin haberlerinde aktarılanlar da zikrin diğer ibadetlere üstünlüğünü bildir­ mektedir. Çünkü zikirde Allah övülmektedir.
Kalbin Temiz Olması Ne Demektir?
Ona kalbin temizliğinin ne olduğu soruldu. Tirmizî şöyle dedi: Kalbin tedirgin olduğu, az ya da çok kendisinden korkup endişelendiği şeyi terk etmektir.
Kul kendini, nefsiyle Allah’ın kulu haline getiremez, O’nu tevhit etmiş ve O’na kulluk yapmış olur. Bu du­rumda Allah’a ancak itaat etmiştir. Çünkü Allah kendisine itaat etmeyi emretmiş o da Efendisi­ nin emriyle itaat etmiştir. Kim Allah’ın emriyle Allah’a itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. Allah daha sonra kulları kendisini kalple, sözle ve fiille de tevhit etmeye davet etmektedir. Kim O’nu her bakımdan kabul ederse Allah’ın bir ol­duğuna ilişkin marifet kalbinde karar kılmış, kal­bi Allah’la tatmin olmuş olur. Bu durumda dili de derununda olana tercüman olur, kendisini Allah’a yöneltecek fiili işlemeye sevk eder. Böylece kul Allah’a iman etmiş olur.
Allah, kimin kalbini iman­la nurlandırmışsa onun marifeti güçlenir, yakîn nuruyla aydınlanır. Bu nurla kalbi istikamet üzere olur, nefsi tatmin bulur, sükûnete erer ve yakînen inanır. Nefs kişiye kendisi ile ilgili olarak güvence verir ve ondan razı olur, insan hakkındaki tedbir ve tasarrufunu terk eder. Bu durumda, şeytanın rızık ve geçim teminiyle ilgili kendisine vesvese verdiği kişinin kalbi sıkılıp daralmaz, o kimse şaşkınlığa düşmez. Çünkü Rabbinin yakîn oldu­ğunu, gafil olmadığını, unutmadığını, şefkatli, merhametli ve bağışlayıcı olduğunu, adil olup zulmetmediğini, hiçbir şeyin Kendisine engel olamayacağı kadar güçlü olduğunu, O’nun ko­ruyup himaye ettiği gibi hiç kimsenin kendisini koruyup kollayamadığını bilmiştir. Allah kulunu muhtaç ve mecbur olarak yarattığı gibi, onu da Kendisine kulun değil, Kendisinin istediği; şekil­de, miktarda ve zamanda ulaştırır.
Reklam
Sen Allah’ı unutup işinde gücüne güvenmişken O nasıl seni yardımsız bırakmakla cezalandırmasın! Halbuki Allah sana “Allah’tan başka güç ve kuvvet yoktur” demeni emretmişti. Kim yönetme de, yaratma da, güç de tamamıyla Allah’ın olduğu halde işinde kendi iktidarına gü­venirse, terk edilmekle cezalandırılır. Bu terk edi­lişle birlikte ise insan kendi iktidarının, güç gös­terisinin bir hata olduğunu, Allah olmaksızın bir şeye güç yetiremeyeceğini anlar. Allah şöyle bu­yurmaktadır: “Allah size yardım ederse, sizi yene­cek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa, ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler, ancak Allaha tevekkül etsinler” (Al-i İmran 3/160).
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.