Aşık olduğu insanla birlikte olamaz insan diye açıklıyorlardı bu durumu, kısmen doğruydu, ama olamamalarının asıl sebebi, benim onlara kendilerini hatırlatmamdı.
Biliyor musunuz, ben birinden özür diliyorsam ya samimi değilimdir ya da özür dilediğim insan benim için değersizdir, seni seviyorum derken de aynı şey geçerli.
Canım sıkılmıyor hiç. Ya acı çekiyorum ya mutluluk sarhoşluğundayım. Acı çektiğimde kimseyle görüşmüyorum. Gidiyorum. Bulamıyorlar beni. Madem ki kendimden hoşnut değilim, hoşnut olana kadar ben yokum diyorum. Unutuluyorum. Dönemim gelene kadar sabrediyorum, yeniden şahlandığım anda da yutuyorum kim varsa.
"Bu yazdıklarının şiir olduğunu sana kim söyledi?" diye sordular, "Ben" dedim. İnsanın kendisine ait olan bir şeyi yalnızca kendisinin tanımlaması yeterlidir; o ne diyorsa öyledir, doğrudur.
Hatalar ve kazalar anlıktır, tıpkı başka gelen güzel şeyler gibi. Muallakta kalan bir şey varsa kötü biter. Büyük mutlulukların değişen hayatların, güzel olayların yaşanacaklarlarına dair bir işaret yoktur. Birdenbire çıkarlar ortaya. Geldikleri duyulmaz.