Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kanuni - Kılıcın Yapamadığını Adalet Yapar

Okay Tiryakioğlu

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kan oluğunda Osmanlı kılıçlarında gelenek olduğu üzere küçük bir öğüt yazıyordu: "Ey cengâver, nefsine güvenme!" İnsanın tüm hayatına yayacağı bir düstur olarak aklının bir köşesine yazması gereken bu nasihati tekrarlayarak, "Şimdi burada bir sen varsın Allah'ım." diye fısıldadım. "Yalnız sen ve iraden. Ben artık yokum, zaten hiç olmadım ki..."
Sayfa 267
İstemediğim halde sızıyorsun yüreğime ve daha kötüsü ne biliyor musun? Bu sevgi acı bir ilaç gibi can veriyor ruhuma...
Sayfa 110 - Timaş
Reklam
İnsan kendi hayatının daracık sınırlarını ve ölümün soğuk yüzünü gördü mü, anlatılan tüm o öykülerde, harbin bu dehşetine değinilmekten özel olarak kaçınıldığını da 'idrak' eder. Çünkü 'bilmek' çoğu zaman üstünkörü haberdar olmak, çeşitli yollardan ulaşan zayıf bir duyumdan ötesine geçememektir ne yazık ki. Ama idrak etmek öylesine farklıdır ki, arkaik Frenk ressamlarının parlak renklerin içindeki uyanışını andıran bir filizlenme duyar insan, zihnini alacakaranlığında. (...) Buğday tarlasında ilerleyen mutlu bir çiftçinin rahatlığıyla askerlerimizi biçiyorlardı. Arada kendilerinden bir ya da iki kişi de atlarıyla birlikte yere yıkılıyor, kan ve ölü bedenlerin boğucu karanlığı içinde kaybolup gidiyorlardı. İşte buydu savaş, iki taraf için de gelecek adına hedeflenen onca şeyden bir hamlede vazgeçme zorunluluğuydu; dehşetin, bilinen tüm anlamlarının, olanca ağırlığıyla üzerinize yıkılmasıydı. Kahramanlık denen o muğlak kavramın, gerçekte iki taraf için de geçerli olduğunun anlaşılmasıydı. Ölenin de, öldürenin de, o son anda, kimin haklı ya da kimin haksız olduğunu bilemediğini açıkça görmekti savaş. Azıcık insafı ve zekâsı olan herkes için kıyım sonrası korkunç bir hiçlik duygusunun hücum edeceğinin çaresizce bilinmesiydi de... İşte buydu savaş...
Sayfa 266
"İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar."
Albert Camus
Derin bir iç geçirdi Süleyman Han, "Evet Kral Lajos," dedi, hâlâ yüreğinde kanadığını sezdiğim o incecik yarayla, "işte ne krallığın ne de o müthiş özgüvenin kurtarabildi seni. Ama dünya böyledir, haddini bilmeyeni, haline kanaat etmeyeni mutlaka helak eder. Yunus'un şu misraları geliyor aklıma: "Bu dünyada bir nesneye yanar içim göynür özüm, Yiğit iken ölenlere gök ekini biçmiş gibi..."
Sayfa 275
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.