Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Venedikli Elçilerin Raporlarına Göre Balyoz Raporları - 3

Kanuni ve Şehzade Mustafa

Domenico Trevisano

Kanuni ve Şehzade Mustafa Gönderileri

Kanuni ve Şehzade Mustafa kitaplarını, Kanuni ve Şehzade Mustafa sözleri ve alıntılarını, Kanuni ve Şehzade Mustafa yazarlarını, Kanuni ve Şehzade Mustafa yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Rüstem ise şimdi sultanın en büyük gözdesidir. Sultan tarafından kimse onun kadar sevilmemiştir."
Kaderler istekli olanları sevkederler, isteksizleri ise sürüklerler.
Reklam
200 syf.
7/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Kitap İtalya elçilerinin dışarıdan bir gözlemle, Osmanlı İmparatorluğu'na bakışlarını anlatmış. Bizim kendi tarih kitaplarımızdan çok farklı ve tarafsız bir gözlemle yazılmış. Fakat Şehzade Mustafa'dan çok az bahsedilmiş. Daha çok Osmanlı'nın ordu yapısı, giyimi, savaş düzeni, Kanuni ve Rüstem Paşa'nın davranışları üerinde durulmuş. Ayrıca o dönem için dünyanın en büyük iki gücünden birinin Osmanlı İmparatorluğu ve Sultan Süleyman, diğeri de Almanya İmparatorluğu ve lideri Şarlken olduğudur..
Kanuni ve Şehzade Mustafa
Kanuni ve Şehzade MustafaBernardo Nabagero · Yeditepe Yayınları · 201238 okunma
Şehzade Mustafa'yı her ne kadar dostları ve annesi öldürüleceği konusunda uyardıysada, kendisi bunların hiçbirine inanmak istememiş. Belkide Mustafa öleceğini biliyordu ama yine de babasının yanına gitti. Bu yüzden bu olayın tamamen kader olduğu düşünülüyor. Şehzade Mustafa tahta çıksaydı, askerler tarafından çok sevildiğinden ve hem kulları olan Türkler'in, hem de Hıristiyanlar'ın büyük desteğini aldığından, sonrasında Hristiyanlar'a karşı istediği saldırıyı yapabilirdi. Aslında bu kaderle gelen ölüm, bir bakımdan Hıristiyanlar'ın lehine oldu..
Sayfa 172Kitabı okudu
Kanuni,yeniçerilerin Mustafa'nın halen hayatta olduğunu sanıp bir ayaklanma çıkarmalarından endişeliydi.Oğlunun cesedini bir acem halısı üzerine koyup,herkesin görebileceği şekilde çadırdan dışarı çıkarılmasını emretti.
Sayfa 83
Hristiyan prensler, paraları olmadığından, sürekli piyade ya da süvari bulunduramadıklarından, topraklarında yaşayan kulları üzerinde de tek söz sahibi olmadıklarından, gerektiğinde yabancı askerler tutmaları ve savaşa göndermeleri gerekiyor. Bu şekilde de, bu savaşlar sırasında gereken asker sayısına hiçbir zaman ulaşamıyorlar. Bunlardan başka, daha da büyük bir farklılık var. Sultanın bütün kulları, hayatlarının ve sahip oldukları herşeyin majestelerine bağlı olduğunu bildiklerinden, ellerinden geldiği kadar ona itaat ve hizmet etmeyi görev biliyorlar.
Sayfa 162 - Yeditepe Yayınevi
Reklam
Deniz ve kara orduları konusuna gelince, sultan her şeyi çok iyi hazırlamıştır. Denizden ya da karadan bir saldırı yapmak istemesi durumunda, ya da birkaç kez olduğu gibi hem denizden hem de karadan saldırılması gerektiğinde hemen bir ferman yayınlayarak bu işi hallediyor. Bu fermanla tüm topraklarına iki emir göndermesi yeterli oluyor. Bu emirlerden birincisinin görevi, her askerin hazırlanması ve donatacağı kadırga sayısı kadar kürekçinin hazır olmasının sağlanmasıdır. İkinci emir de askerlerin atlarıyla yola çıkmalarını, kürekçilerin de kadırgalara binmek için İstanbul'a gelmelerini sağlar. Majesteleri böylece hizmetinde ne yabancıları çalıştırmak ne de olağanüstü harcamalar yapmak zorunda kalır. Karadan saldırılar için, paralarını hazineden ödedikleri adamlara sahiptir çünkü. Ya da bu işi timar yolu ile halleder. Deniz saldırıları için ise, gerekli sayıda askerin, kadırga idarecilerinin paralarını düzenli bir şekilde öder. Topraklarında bütün kullarından, bu kadırgaları donatmak için adam göndermelerini sağlar. Bu kullar bu kürekçilere ödenen paraları da majestelerine vermekle yükümlüdürler. Bu şekilde sultan, ihtiyaç duyduğu kadar askerin ve gerektiği kadar kadırganın hazırda, her zaman emrinde olduğunu bilir.
Sayfa 137 - Yeditepe Yayınevi
Her gün Divân-ı Hümâyun'a arza gelen Türkler, Venedikliler'in sınırlarında istedikleri herşeyi yaptıklarını, Venedik'in pasif ve tepkisiz kaldığını söylüyor. Venedikliler tüccar olduklarından Türkler olmadan yaşayamazlar. Yine de ticareti bir kenara bırakırsak, Türklerden aldığımız buğday ihtiyacı da o kadar fazla ki, Türkler onlara karşı istediklerini yapabiliyorlar.
Sayfa 47 - Yeditepe Yayınevi
Bir sultanın ölümünden sonra yerine sultan olarak bir şehzâde seçilir. Kendisinin sultan olmasını isteyen şehzâdelerin ilk yaptığı şey ise yeniçerilerin sevgisini kazanmaktır. Bu sevgi de onlara bazı hediyeler, paralar vererek ve yapmak istediklerini, kahramanlıkları açıklayarak mümkün olur.
Sayfa 22 - Yeditepe Yayınevi
İstanbul ve Galata'da (Pera) yangın çıktığında yardıma koşanlar da yine yeniçerilerdir. Her önemli olayda onlar vardır. Onların varlığı ordunun önemini büyük oranda arttırır. Sultanın en önemli muhafızlar onlardır. Sultana en sadık askerlerdir. Bazen sayıları daha az ya da daha çok olabilir ama genel olarak 12 bindir. 8 ya da 10 bin kişi oldukları da görülmüştür. Sayılarının 12 binden fazla olmasına aslında kimse iyi gözle de bakmaz çünkü o kadar çok yetkileri vardır ki, bir gün içinde isterlerse bütün imparatorluğun kaderini değiştirebilirler.
Sayfa 22 - Yeditepe Yayınevi
40 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.