Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kara Acı Gönderileri

Kara Acı kitaplarını, Kara Acı sözleri ve alıntılarını, Kara Acı yazarlarını, Kara Acı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
81 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
#NinaBerberova bu romanıyla bir kez daha özel dünyasının derinliklerine demir atıyor: Sürgün dünyasını ve bu dünyanın karanlık anlamsızlığını sorguya çekiyor. Yazarın diğer kahramanları gibi #KaraAcı 'nın kahramanı Yevgeni Petroviç de bir sürgündür. Ülkelerinden, sevgi bağlarından, ana dillerinden yoksun kalmış, uzun süre bir kentten ötekine, bir ülkeden bir başkasına sürüklenmiş humanist Slavların acılarını tek başına simgelemekte, onlarla bütünleşmektedir. Artık gelecek ve umut diye bir şey yoktur ve asıl korkuncu, geçmişin de insanın parmakları arasından kum gibi akıp gitmesidir. Hiçbir yere ait olamayan umutsuz bir adam ve onun sürgününü anlatan kitabımız 3 bölümden oluşuyor ve toplamda 80 sayfa. Kısacık ama o umutsuzluk içinize öyle bir işliyor ki.. Kesinlikle tavsiyemdir.
Kara Acı
Kara AcıNina Berberova · Can Yayınları · 199417 okunma
Ben zayıf, gereksiz, bir tür durağanlığa mahkum bir insanım. İnsanın temel niteliğinden yoksu­num ben: Ölmesini bilmek ve sonra yeniden için için dirilmek. Ne yaşamı, ne de insanları se­viyorum, onlardan korkuyorum, herkes gibi, hat­ta daha fazla. Özgür değilim, hiçbir şey bana zevk vermiyor; dürüst de değilim, bunca zaman size kendimden söz etmedim ve şu anda bu öyle­sine zor ki!
Reklam
Artık gelecek ve umut diye bir şey yoktur ve asıl korkuncu, geçmişin de insanın parmakları arasından kum gibi akıp gitmesidir.
Ölüler bile, kimi zaman dirildiklerine göre, yaşayan ben, niye dirilmeyeyim.
Ben kendim, artık hiçbir şeyi yansıtmayan bir aynayım.
Sizi fark etmekten vazgeçerler sonunda. Aynalar sizi artık yansıtmaz olur, yankı sizi yanıtlamaz olur.
Reklam
Yabancı bir gar. Kentin tam merkezine indiğim izlenimi. Oysa, merkez çok uzakta, bense, inanılmayacak gibi görünse de, kentin çevresinde bir yerdeyim. İnsan yeni bir kente geldiğinde, bulunduğu yerin kentin merkezi olduğunu sanıyor.
Sizi fişi köstebek türünden insanlar, tanrıya bile inandığınız yok! Peki ya güzellik? Güzellik nedir, onu biliyor musunuz? Hiç olmazsa, gelin de yıldızları seyredin!
Sokaklarda gece gündüz insanlar vardır, sanki başka işleri yokmuş gibi. Kimilerinin gözlerinde sürekli bir sıkıntı okunur, kimilerinin bakışları ise uykulu ve cansızdır. Sokaklar, giderek daha uzaklara doğru akıp gider, sonunda, iki üç adım eninde yarıklara dönüşür. Ama hepsinin de, güzel ya da görkemli olmasa bile, birer adı vardır.
Ah gençliğim, tazeliğim! Altı yıl önce evlendim, şimdi ise boşanıyorum, kocam beni terketti. Bana dedi ki: Nedenini bilmiyorum, ama seninle yaşanmaz. Bir kadının, birazcık olsun komik bir yanı olması gerek. Sende ise bu hiç yok. Ne demek istediğini anlamadım. Siz anlıyor musunuz?
Reklam
Zaman zaman, iğreti bir giysi gibi kuşandığımız o tatlı ve hafif, adeta haz verici suskunluklar da beni şaşırtıyordu.
Mutluluğun, yaşamın amacı olduğunu kim söyledi? Önemli olan sorumluluk duygusu ve mantık.
Belli bir işi olmayan, kapı komşum Michel Neron, koşullar ne olursa olsun, Rusların her zaman başlarını beladan kurtardıklarını ileri sürer, akıl almaz şansları olduğunu söyler.
İnsan, parasını bankaya yatırdığında, hiç olmazsa, o paranın uyumadığını, kapitalist kargaşanın içinde bir süre kaybolduğunu ama, gereksiniminiz olduğu anda yeniden ortaya çıktığını bilir.
Sizi fark etmekten vazgeçerler sonunda. Aynalar sizi artık yansıtmaz olur, yankı sizi yanıtlamaz olur.
Sayfa 76 - CanKitabı okudu
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.