Kötülüğe karşı en etkin silah umut, iyimserlik, kararlılık ve inançtı. Yaşam şansları umut etmeye, kaderlerini ölüm değil yaşama olduğuna inanmalarına, iyiliğin kötülüğü yeneceğine inanmalarına, sadece inanmaya bağlıydı.
Her aydınlık günü yutar karanlık.
İster ve istediğini alır karanlık.
Dinler, gözetler ve bekler karanlık.
Günü alt etmesini kutlar karanlık.
Karanlık kimi zaman sessizlik içinde gelir.
Kimi zaman da davullar çalarak neşeyle.
“İnsan küçük odalarda, asansörlerde, kalabalık yerlerde rahatsız olur. Böyle biri buraya ilk geldiğinde boğuluyormuş hisseder kendini, soluksuz kalır, duvarlar üzerine kapanacakmış gibi olur, hayal görmeye başlar.”
Her bir kötü hareketle birlikte lanetlenmiş ruhtan bir kötü koku yükseliyor, havadaki kötülük esintilerini güçlendiriyor, daha da güçlü ve yıkıcı yapıyordu. Kentin üzerinde geniş, kötü enerji nehirleri köpük köpük akmaktaydı. Hiçbir varlığı olmayan ama kendilerini oluşturan enerjinin gerçek ve öldürücü olduğu nehirler.
“Bak, ilk gelen iki polis kapıyı kırmak zorunda kaldılar. Daire içerden kilitliydi. Pencereler de içerden kilitli. Yani… insan da olsa hayvan da olsa, katiller nasıl kaçtı öyleyse? Bir kilitli odanın esrarı ile karşı karşıyasın. Sence garip değil mi bu?”