Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Karnaval ve Yamyam

Jean Baudrillard

Karnaval ve Yamyam Gönderileri

Karnaval ve Yamyam kitaplarını, Karnaval ve Yamyam sözleri ve alıntılarını, Karnaval ve Yamyam yazarlarını, Karnaval ve Yamyam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Meslek ilkelerine bağlılığını yakın bir geçmişte ifşa eden bir başka isimse TF1 (kamu televizyon kanalı) genel müdürü Patrick Le Lay'dir. Bu şahıs bize: "Gerçekçi olalım, TF1 kanalında çalışmak Coca Cola'nın satış yapmasına yardımcı olmaktır... Ticari bir mesajın algılanabilmesi için televizyon izleyicisinin beyninin uygun konumda bulunması gerekir. Yaptığımız programların amacı izleyiciyi eğlendirmek, rahatlatmak, yani verilen iki mesaj arasında onu bu konuma getirmektir. Biz Coca Cola'ya ona zaman ayıracak uygun insan beyni satıyoruz... Bundan daha zor bir iş olamaz" demektedir.
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, Birinci Basım Mayıs 2012, Çeviren: Oğuz Adanır, e-kitapKitabı okudu
İlkel toplumlardaki "iktidar kuklalarına" kadar geri giderek neden kafası en az çalışanların, düş gücünden yoksun oldukları söylenebilecek olanların iktidarda en uzun süreyle kalabildiklerini açıklamak da kolaylaşmaktadır.
Reklam
Gösteriden medet umanlar gösteri malzemesine dönüşerek yok olup giderler.
Her şey iktidarın nasıl algılandığıyla ilgilidir. Eğer iktidar zekâ gerektiren bir şeyse, bu durumda aptallığın nasıl olup da iktidarda kalabildiği ve neredeyse hiç yerinden edilemediği sorusunun yanıtlanması gerekir (bununla birlikte iktidarı nadiren ele geçirebilmiş olan tarihi zekâ örneklerinin de çoğunlukla kısa bir süre sonra aptallaşmış oldukları söylenebilir).
Bu teknolojik dünyaya karşı artık herhangi bir şeyle direnebilmek mümkün olmadığı gibi bu gidişatın ulaşabileceği nihai sonuçları kestirebilmek de mümkün değildir. Geçmişe hâlâ özlem duyabilenler bu dünyanın "küreselleşme" girişimine karşı neden hiç direnmediği ve insanın insanı ortadan kaldırmaya yönelik bu girişimine karşı neden hiç mücadele etmediği sorusuna bir yanıt bulmaya çalışıyor.
Gösteriden medet umanlar gösteri malzemesine dönüşerek yok olup giderler.
Reklam
Bizim gerçekleştirdiğimiz muazzam teknolojik gelişmenin ötesine geçildiğinde insanın giderek insanlığını yitirmeye başladığı ya da nasıl bir varlık olduğunu bilemez hale geldiği anlaşılmıyor mu?
Üstünde durulması gereken temel süreç hiç kuşkusuz her şeyin çılgınlık derecesine ulaşan bir, maddi benliğinden kurtularak soyutlanma arzusudur. İçinde yaşanılan dünyayla giderek kesilen irtibatımız ötekinin ortadan kaybolmasıyla sonuçlanırken, kişinin -içine çok büyük bir korku ve tiksintinin karıştığı bir mutluluk duygusuyla tabii- kendinden başka birinden beslenmesi olanaksız hale gelmekte, tarihsel sürecin tamamı kendinden başkasına gönderme yapmayan bir sarmala benzemektedir.
Hiç durmadan kendini aşmaya yönelik sınırsız bir gelişme anlayışı üstüne oturan bir bakış açısı yalnızca her şeyi işlevli kılmakla yetinmeyip, aynı zamanda her şeyi anlamlı kılmak istemektedir. Her şeye bir anlam (ve bir gerçeklik) kazandırılmaya çalışılmaktadır. Kimi durumlarda bir şeyler bilmemizin asla mümkün olamayacağını bilebiliyoruz. Ancak çok büyük bir çoğunluğumuzun neyin ortadan kaybolarak onu bir daha görmemizin mümkün olamayacağından bile haberi yok.
İyice düşünüldüğünde yasal yaptırım gücü açısından birini ölüme mahkum etmek ya da "ilke olarak" yaşamaya mahkum etmek arasında bir fark yoktur.
Reklam
“Pazar kültürü her yeri ele geçirmiş olup bu erkekleri ve kadınları o üretiyor. Onlar küçümsedikleri sistem için vazgeçilmez bir unsur. Onlar bu sistemi besliyor ve biçimlendiriyorlar. Küresel pazarlarda birbirlerini alıp satıyorlar. Onların yaşam nedeni bu, sistemi yaşatmak ve sürdürmek.”
Bu her şeyin yolunda gittiği dünyada’ her şeyin o kadar da yolunda gitmediği ortada, zira her şeyin yolunda gider gibi göründüğü bir dünyada her şeyin giderek daha bir anlaşılmaz hale geldiği görülmektedir.
Bizler bu tekelleşmiş küresel ağların içinde yüzen rehineleriz. Aynı zamanda hem kurban hem de suç ortağı konumundayız.
Dünyanın böylesine güncel ya da sanal bir küresel gücün egemenliği altına girdiği bir sırada iyiliğin var olabilmek için artık kötülüğe ihtiyacı yoktur.
Eğer iyilik kötülüğün tersi olsaydı nihai aşamada bir kefaret ödeme koşuluyla kendisine olumsuz bir görünüm kazandırabilirdi, ama artık iyilik diye bir şey yok, iyilik bir yanılsama bir hayalden ibaret bir şeye dönüştü.
830 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.