Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyat Teorisinden Dil Felsefesine Seçme Yazılar

Karnavaldan Romana

Mikhail Bakhtin

Karnavaldan Romana Gönderileri

Karnavaldan Romana kitaplarını, Karnavaldan Romana sözleri ve alıntılarını, Karnavaldan Romana yazarlarını, Karnavaldan Romana yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dil yalnızca şiirsel bağlamlardaki yaşamını hatırlayabilir.
Gülme, diğer yaratıkların sahip olmadığı, ulaşmadığı, insanın en yüksek tinsel ayrıcalığı.
Reklam
Gülme bir nesneyi yakınlaştırma konusunda, kişinin onun her tarafını teklifsizce, samimi bir şekilde yoklayabileceği, evirip çevirebileceği, içini açabileceği, üstünden altından bakabileceği, dışındaki kabuğu açıp içine bakabileceği, kendisinden kuşku duyabileceği, dağıtabileceği, kesip parçalayabileceği, tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarabileceği, serbestçe inceleyebileceği ve onunla deney yapabileceği kaba bir temas mıntıkasına sürükleme konusunda fevkalade bir güce sahiptir.
Eğer sözcükten hiçbir beklentimiz yoksa, söyleyebileceği her şeyi önceden biliyorsak, diyalogdan çıkar ve şeyleşir. Öz-yabancılaşma olarak ve bir noktaya kadar da benliğin aşılması olarak öz-nesneleştirme (koşukta, itirafta vb.). Kendimi nesneleştirerek(başka bir deyişle, kendimi dışarı konumlandırarak) kendimle sahiden diyalojik bir ilişki kurma, şansına erişirim.
Çevirmenin Ön Sözünden
Mikhail Bakhtin yazarlığının en erken döneminde, yani 1920’lerin başlarında yazdığı “Estetik Etkinlikte Yazar ve Kahraman” başlık­lı incelemede, insanın başkalarına nasıl göründüğünü görmek için aynaya bakmasının ne denli boş, hatta sahtekarca bir çaba olduğun­ dan söz eder. Hiç kimseye aynada kendimize göründüğümüz gibi görünemeyiz çünkü aynadaki imge bir başkasına bakmayan, bir başkasının bakışını öngörmek ve yanıtlamak durumunda olmayan bir insanın imgesidir.
Monolojik bir söylem olarak şiirle, yapısı gereği diyalojik bir söy­lem olan roman arasındaki bu karşıtlığın kaynağı, Bakhtin’in heteroglossia olarak adlandırdığı olgunun tarihsel gelişimidir. Heteroglossia, belli bir ulusal dil içinde varolan biçemlerin ve söz türleri­nin katmanlaşması ve çatışmaya girmesidir. Her ne kadar dilin va­rolduğu her durumda heteroglossia da varsa da, bu özelliğin tüm boyutlarıyla ortaya çıkması, ikincil düzeydeki söz türlerine, özel­likle edebiyata damgasını vurması, bir tür tarihsel evrim gerektir­miştir. Antik Yunan toplumunda, herkes tarafından paylaşılan bir dil ve ideolojik bütünlük, yani monoglossia söz konusudur. Roma imparatorluğu ve Ortaçağ, tek bir toplumda farklı doğal dillerin, esas olarak Latince’yle halk dilleri­nin birlikte varolduğu, bir dilin kendini başka bir dilin gözleriyle gördüğü bir poliglossia ortamı yaratır. Rönesans sonrası modern toplumda ise doğal, ulusal dil düzeyinde bütünleşme, türler ve biçemler düzeyinde ayrışma, yani heteroglossia gerçekleşir.
Reklam
Gülmenin tarihini yazmak son derece ilginç olurdu. A. I. HERZEN
“Uzam ve zamanın, yaşam ve aklın tüm yasalarının üstünden atlayın ve yalnızca yüreğinizin sesinin emrettiği yerde durun” (gülünç adamın düşü)
Sayfa 301Kitabı okudu
Hassas bir kulak, dünyanın karnavala özgü algılanışının en uzak yankılarını bile daima işitecektir.
Sayfa 205Kitabı okudu
İnsanda gerçekleştirilmemiş gizil güç ve talepler daima saklı kalmaktadır. Gelecek vardır ve bu gelecek kaçınılmaz bir şekilde bireye dokunur, kökleri bireyde yatmaktadır.
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
Gülme, insanların bilincini yanlış ciddiyetten, dogmatizmden, tüm akıl karıştırıcı duygulardan arındırır.
Sayfa 152Kitabı okudu
Iyi edebiyat, yaşamdaki ve dildeki diyalojiye, çoksesliliğe hakkını veren edebiyattır.
Roman sanatsal bir türdür. Romansı söylem de şiirsel bir söylemdir, ama şu an var olduğu haliyle şiirsel söylem kavramının sunduğu çerçeveye uymayan bir şiirsel söylemdir
368 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Romanda söylem, biçim ve karakter analizleri yapılan kitapta dilbilim, metin sorunu ve  analizi konu edinilerek felsefi inceleme de yapılmıştır.  Karnaval, edebiyatla edebiyatın dışındaki alanın kesiştiği noktadır. Romanda ise tür ve karnaval kavramları birbirine temas eder. “Roman”, belli bir edebi sistem içinde, bu sistemin sınırlarını, yapay kısıtlamalarını açığa çıkarma yönünde işleyen her türlü güce Bakhtin’in verdiği addır. Edebi sistemler kanonlardan oluşur, “romanlaşma” en temel anlamda kanon karşıtıdır. Türsel monoloğa izin vermez. Belli bir sistemin edebiyat olarak kabul ettikleriyle böyle bir edebiyat tanımının dışında bırakılan metinler arasındaki diyalog konusunda her zaman ısrarlıdır. Daha geleneksel olarak roman denince akla gelen, yalnızca bu dürtünün en karmaşık ve yoğunlaşmış ifadesidir.”(s.20)
Karnavaldan Romana
Karnavaldan RomanaMikhail Bakhtin · Ayrıntı Yayınları · 200147 okunma
“Uzam ve zamanın, yaşam ve aklın tüm yasalarının üstünden atlayın ve yalnızca yüreğinizin sesinin emrettiği yerde durun” (gülünç adamın düşü)
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.