Binlerce insanın yüzüne bakmak, tek bir insanla göz göze gelmekten çok daha kolaydır. Çünkü binlerce insanın —bunun farkına varmış mısınızdır acaba?— binlerce insanın gözü yoktur aslında, binlerce insanın yüzü bile yoktur; salt yuvarlak levhalar; oval, soluk gri, eskimiş, tozlu madensi levhalar. Hatta çoğu zaman bu bile değil. Çoğu zaman, altındaki gölgeler, adamın yüreğini ferahlatacak kadar bol gölgelerle kasketler, çelik miğferler, kepler, şapkalar! Yalnız tek biri, başkadır. Tek biri daha bir tehlikelidir. O birinin gözleri, alnı, ağzı, yanakları, kulakları vardır. O biri, sorabilir. O biri, sorabilir. O biri, dur diyebilir. Ama binlercesi hiçbir zaman dur diyemez. Binlercesi öyle sessiz durur, susar, yürüyüşe geçer, şarkı söyler, koşar, sallanır, ateş eder, kendini yere atar da — bir dur diyemez işte. Dur diyebilen daima tek bir kişidir.