Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Karşı Devrim / 1945 - 1950

Çetin Yetkin

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Asalaklardan, hırsızlardan, arsızlardan iğreniyorum.
Her devletin üzerine kurulup geliştiği temelleri vardır. Bu temelleri sarsarsanız, o devlet de sarsılır; yıkarsanız, o dev­let de yıkılır. Türkiye Cumhuriyeti'nin temelleri ise Atatürk ilke ve devrimleridir ve bunların da başında laiklik gelir. O nedenle, laiklik ilkesi yaralanacak olursa, devlet ve toplum ya­pısında da yaralar açılır. Bizler bu gerçeği yaşayarak da gö­rüyoruz. 2 Temmuz Sivas olaylarının ve daha önceki benzeri kıyımların nedeni, laiklik ilkesinin gereği gibi gözetilmemiş ve hattâ doğrudan doğruya iktidarlarca yıkılmaya kalkışılmış olmasından başka bir şey değildir.
Sayfa 436 - Kilit YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilindiği gibi, emperyalizm bir ülkeye yalnız silâh zo­ruyla girmez. Hedef seçtiği ülkenin insanlarının duygu ve düşüncelerini önceden öyle bir duruma sokar, öyle bir yönlen­dirir ki, o ülke insanları kendiliklerinden, isteyerek ve iyi bir şey yaptıklarını sanarak emperyalist güçlere ülkelerinin kapı­larını açarlar, biraz iş bilenleri ise işbirlikçiler olarak bu em­peryalist sömürüden pay da alırlar. Bunu sağlamanın yolları, ülkenin yazgısı üzerinde şu ya da bu ölçüde söz sahibi ola­bilecek kişileri ya kendi ülkelerine gelmelerini sağlayarak ora­da "eğitmek", geride kalanları ise yabancı dilde eğitim yapan ve belli bir dünya görüşünü öğrencilerine belleten eğitim ku­rumları açmak, kültür merkezleri kurmak, yaygın bir propa­ganda ağı içinde yoğurmaktır. Kitle ileişim araçları bu amaç için biçilmiş kaftandır. O nedenle, emperyalistler, ülkenin ile­tişim odaklarını doğrudan doğruya kendi denetimlerine sok­mak isterler, bu yapılamıyorsa "eğitilmiş" kişilerin yöneti­minde olması için çalışılır.
Sayfa 345 - Kilit YayınlarıKitabı okudu
Ter dökmeden, kafa yormadan elde edilen her şeyi haram sayıyorum.
Sayfa 255Kitabı okudu
Atatürk ilke ve devrimleri, yeri geldiğinde belirttiğim gibi, aynı zamanda demokrasinin önünü açmaya yönelmiş, "gerçek" bir demokrasinin varlık kazanabilmesi için gerekli olan koşulları yaratmayı amaçlamış bulunuyordu. İnönü, ön­ce devrim karşıtlarını önemli görevlere getirerek ama daha da önemlisi devrimlerden ödün üstüne ödün vererek, üstelik dini siyasete âlet ederek, demokrasinin önünü böylece kendisi tıkamıştır. Öte yandan, yılların planlaması ve çabası sonucun­da yaratılan Köy Enstitüleri'nin devrim düşmanlarınca acıma­sızca yıkılmasına göz yummasaydı, göz yummak ne demek, baş yıkıcısı Reşat Şemsettin Sirer'i Millî Eğitim Bakanı yap­masaydı, demokrasinin önündeki başlıca engel olan cahillik, boşinançlar, ağalık, şeyhlik... ten bugün iz kalmamış olacaktı. Bugün, aşiret reisleri ve toprak ağaları T.B.M.M.'nin ceylan derisi kaplı koltuklarında oturamayacak, bakanlık yapamaya­caklardı. Ama, o, Köy Enstitülü öğretmenin yerine İmam Hatipliyi, demokrasi gereği, geçirdi.
Sayfa 600 - Kilit YayınlarıKitabı okudu
Sabahattin Ali : "Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer. Bir gün Almanlar'ın pabucunu yalayan, ertesi gün İngilizler'e takla atan, daha ertesi günü de Amerika'ya kavuk sallayan soysuzlar gibi olmak istemedik. Yalnız ve yalnız bir tek milletin önünde secdeye vardık. O da kendi cefakâr milletimizdir. Meğer ne büyük günah işlemişiz! Kanunlu, kanunsuz baskılar altında ezile ezile pestile döndük. Bugünün itibarlı kişileri gibi, kese doldurmadık, makam peşinde koşmadık, İç ve dış bankalara para yatırmak, han, apartman sahibi olmak, sağdan soldan vurmak ve milleti kasıp kavurmak emellerine kapılmadık. Bütün kavgamızda kendimiz için bir şey istemedik. Yalnız ve yalnız, bu yurdun bütün yükünü omuzlarında taşıyan milyonlarca insanın derdine derman olacak yolları araştırmak istedik. Bu ne affedilmez bir suçmuş meğer! Nerdeyse, yoldan geçerken mide uşakları arkamızdan bağıracaklar: 'Görüyor musun şu haini! İlle namuslu kalmak istiyor ve ahengimizi bozuyor...'Çalmadan, çırpmadan, bize ekmeğimizi verenleri aç, bizi giydirenleri donsuz bırakmadan yaşamak istemek bu kadar güç, bu kadar mihnetli, hatta bu kadar tehlikeli mi olmalı idi? Namuslu olmak ne zor şeymiş meğer! Bereket, zora katlanmasını bilen millet de namuslu."
Sayfa 500 - Kilit YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Çok kısaca formüle edersek, bence Atatürkçülük; bağımsız va­tan topraklarında, bir ulus olma bilinciyle, başı dik, onurlu, sırtı pek, karnı tok "insan" olmak demektir.
Sayfa 261 - Kilit YayınlarıKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.