İnstagramda yazılan inceleme ve beğeni yorumlarının bir kısmının ranta yol açtığı, birilerinin bu yorumlardan nemalandığını bilenleriniz vardır. O yüzden burada yapılan yorumlar objektiflikten uzak yorumlardır çoğunlukla. Eğer bir kitap hakkında bilgi edinilmesi isteniyorsa, inceleme metinlerine müracaat edilmesi kaçınılmazdır. Makalelere veyahut
Son günlerde okuduğum ve beni etkileyen bir kitapla geldim. Kemal Tahir’in Rahmet Yolları Kesti.
Edebiyatımızda eşkiyalık konusunda iki tür anlatım var. Birincisi eşkiyayı, kahraman olarak anlatan eserler. Karacaoğlan’dan İnce Memed’e uzanan bir anlatı. Eşkiyanın haklı bir sebeple dağa çıkmadı ve halka hizmet etmesini anlatır.
İkinci türde
Ş. Şirin hocamın yazarları arasında bulunduğu bu kitapta, Şakir Paşa’nın aile fertlerinin güzel sanatlar ile olan ilgisini, her ferdin(Mehmet Şakir Kabaağaçlı, Cevat Şakir Kabaağaçlı -Halikarnas Balıkçısı-, Fahrelnisa Zeid, Aliye Berger, Füreya Koral, Nejat Melih Devrim ve Şirin Devrim) biyografik olarak yaşantısı, eğitim ve sanata ilgileri anlatılmış.
Kitap benim açımdan Suyu Arayan Adam etkisi nedeniyle Anadolu’da toprak sahibi olan ve bu topraktan gelirle müreffeh yaşayan bu ailenin Anadoluya ne kattığını merak ettim öncelikle. Sanat anlamında pek çok şey ama Halikarnas Balıkçısı haricinde Anadolu toprak ve insanlarına katamadıkları şeyler aklıma geldi okurken.
Halikarnas Balıkçısı’nı ben yerel halktan birisi sanıyordum, kitap sayesinde bu bilgisizliğimi öğrendim Sanatkar ruhla doğanlar hariç, sanatçı ve aydın olabilmek için kesinlikle aileden gelen kültür mirası önemli. Böyle bir ailede sanatla uğraşmayan dahi, sanat konusunda bilgilidir.
Meraklısına öneririm…
Eşkiyanın fukaraya yüz güldürecek kadar mal verdiği hiç görülmemiştir. Verse de arkasından zaptiye gelir elinden alır. Yediyi sopa da cabası… Esasında bugün gördüğün ağaların çoğu seferberlik zamanının eşkiya yatağı ağası…
Eşkiya devri için, savaş gerek… Köylerde kasabalarda erkek kalmayacak. Bunların tekmilini sınır boylarına sürecekler. Jandarmaları da bizim gibi çaptan düşmüş yaşlılardan, bir de beyzadelerle ağa okullarından ayıracaklar. Yaşlılar cepheyerinde bir boka yaramaz, ötekilerde “bir kazaya uğramasınlar” diye gönderilmez. O zaman asker kaçaklarından bazısı daha sıçrar, olursan eşkiya… Lakin kulak verme, seferberliklerde bile fazla sürdüren pek görülmemiştir. Eşkiyanın sonu yok. Adam, kurt gibi Kovalca kıyıcı olur. Kıyıcı heriften de bir vakit hayır çıkmaz.
Emmi
Buyur.
Şimdi neden eşkiyalık yok?
Kim demiş? Şimdinin eşkiyaları şehir yerine, kasabaya inmiş. Kimi dükkan açmış, olmuş bir Çerçi Süleyman Ağa, kimi önüne bir makine uydurmuş olmuş bir arzuhalci Cemal Efendi, kimisi de zaptiye-memur…