Babam için ise, okul bir iş yeri değil, gerçek bir tapınaktı. Günlük ekmeğini çıkarmak için değil, ihtiyacı olan havayı soluyabilmek için oradaydı sanki.
"Hayatın en basit yanlarını bir türlü kavrayamıyorsun, İrėn, bu korkunç bir şey! Yaşamı! Ölümü! Tertemiz suyu! Bunları yani! Hayat okul değil, İrén! Hayat köşeli kurallar içinde cereyan etmiyor".