yoktu yok
verecek hiçbir şeyleri yoktu yüreklerinden başka
ve barışın demir kapılarında sıkılmış yumrukları
toprağı sürer gibi demiri döver gibi dövüştüler
düştüler
birgün yine kalkmak için ayağa
ve bu çetin kavganın
mustafa kemal dedik adına
efendiler efendiler efendiler!
artık çekin ellerinizi, utanın çocuklar aç
bakın isa eliyorsunuz İsa'yı öldüren siz
kocaman kiliselerinizde boynubükük meryemanalarınız
sonra pazarlar dolusu eski savaş türküleri
artık çekin ellerinizi, utanın çocuklar aç
mahpusların ilk gün şaşkınlığı bu benim senden
yıkılmışlığım
bilsen ne güzel yıkılmışlığım
git — ona git — çek gözlerini —
ben yorgunum
yokluğuna
bu benim en güzel yenilmişliğim
bilsen ne güzel yenilmişliğim
sana sesler getirsem tanımadığın
ürpertiler getirsem yaşanılmamış
sana seni getirsem yitiklerinden
ikimiz elele bir yola düşsek
herhalde
büyük işler yapabilirdik