Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Kavgam Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kavgam sözleri ve alıntılarını, en eski Kavgam kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gençliğim küçük burjuvalar arasında geçmişti. Bu sınıfın kol işçilerine karşı üstünlüğü yok denecek kadar azdı fakat aralarındaki düşmanlık son bulmuyordu. Düşmanlığın sebebi de, her şeyden yoksun ve münasebetlerindeki kabalık göze batacak kadar çok olan bu işçi sınıfını pek az da olsa aşmış bulunanların tekrar o seviyeye inme korkusu veyahut da hala bu sınıfa dahilmiş gibi sanılmaktan çekinmeleriydi.
"Halka doğru gitmek" merakına kapılan bir takım şık kimselerin, feleğin yüksek lütfuna kavuşmuş olanların ve sonradan görmelerin bu yoksulluk için fikir beyan etmeleri, konuşmaları, çare göstermeleri derdin halli yönünde uğursuzluktan başka bir şeye yaramaz. Bu gibilerin düşünceleri içgüdüden yoksundur fakat yine de her işi birden kavramak cihetine giderler. Sonunda savundukları tezlerin hiçbir işe yaramadığını görünce de şaşırıp kalırlar. Kendilerinin anlaşılmamış olmasını, utanmadan halkın nankörlüğü olarak vasıflandırırlar.
Reklam
Toplumsal hayata engel olan her şeyi yok etmek milli menfaatlere uygun mudur yoksa uygun değil midir? Bu soruya verilecek cevap evet ise başarıyı sağlayacak silahlar ile kavgaya katılmak lazımdır. Yoksa ferdi ve bir iki kişinin bir araya gelerek yaptığı cılız çıkışlar hiçbir zaman büyük iş adamının sonsuz kudretine set olamaz. İşte dikkat edilecek husus buradadır. Gaye hak temin etmek değildir. Esasen hak temin edilmiş ve ele geçirilmiş olsaydı ortada ihtilaf da olmazdı. Esas gaye en kuvvetli olmaktır.
Seçkin devlet adamlarının sayıları, her birinin ferdi değerleri düştüğü nisbette çoğalmaktadır.
Halk topluluğu seçkin dehalara içgüdüsü ile düşmandır. Seçim yolu ile bir büyük adam bulup çıkarmak, bir iğnenin gözünden deveyi geçirmek kadar zordur.
İnsanlar bir kere kendilerine bir kanun yaptılar mı, sonra bu kanun için yaşadıklarını zannederler.
Reklam
Eğer kalkınma teşebbüsleri zararlı bir hükümetin devrilmesini gerektirecek ise, buna karşı gelenler hemen "bu, devletin otoritesine karşı suikasttir" diyeceklerdir. Devletin otoritesi ise, objektifliğe dört elle sarılanların gözünde bir vasıta değil bir gayedir. Bu gaye onların hayatlarını doldurmaya yeter.
Bir milletteki kavga iradesinin hedefi ne kadar yoğun olursa ve böyle bir hareketin çekici kuvveti ne kadar büyükse çarpışma kudreti de o nisbette büyük olur. Halka çeşitli düşmanların aynı sınıfa mensup olduklarını telkin etmek hüneri siyasi liderlere has bir şeydir çünkü düşmanın çok ve çeşitli olduğu kanaati, zayıf ve tereddüt sahibi kafalar için kendi davalarından şüpheye düşmelerine sebep olur. Halk, birçok düşmanla mücadele halinde bulunması durumunda kendine şu suali sorar: Diğerlerinin haksız olup, yalnız bizim hareket ve davranışımızın haklı olması kabil midir? İşte bu soru sorulduğu takdirde halkın bütün kuvveti felçli bir duruma girer.
Sayfa 104Kitabı okudu
Bir anlaşma mevcut bir durumu korumak ve devam ettirmekle kalırsa, kuvveti de gitgide zayıflar. Halbuki bir anlaşma o anlaşmayı yapan devletlerin, bundan yararlanarak gelişmeyi düşünmeleri sonucunda daha kuvvetli bir duruma gelir. Bunda da kuvvet karşı koymada değil, saldırmadadır.
Sayfa 127Kitabı okudu
Düşünce gücünün bir görüşünü silahla yok etmek mümkün müdür? Vahşi kuvvetlerin kullanılması ile felsefi fikirlerle mücadele mümkün müdür? O zamanlar ben de bu soruyu defalarca kendime sordum. Tarihte rastlanan benzer olaylar ve bilhassa din meseleleri söz konusu olduğu zaman düşünülecek şu esaslı fikre vardım: Felsefi inanışlar ve fikirler muayyen manevi temayüllerden doğan hareketler, ister doğru ister yanlış olsunlar, bir zaman sonra artık yalnız bir şart ile maddi kuvvet tarafından yok edilebilir. Bu şart şudur: Maddi kuvvet, yeni bir ışık saçan yeni bir felsefi inanışın veya fikrin hizmetinde olmalıdır.
Sayfa 146Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.