Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kavgam Gönderileri

Kavgam kitaplarını, Kavgam sözleri ve alıntılarını, Kavgam yazarlarını, Kavgam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Merkeziyetçilik ve Devletçilik üzerine Hitler
Bizim hususi devletleri, merkeziyete karşı mücadeleye sevk etmemiz, milli Almanya'nın menfaatleri için olmalıdır. Bavyera Halk Partisi, adi bir menfaatperestlikle Bavyera'nın hususi haklarını müdafaa ettiği müddetçe, biz Nasyonal Sosyalistler bu durumdan istifade ederek, kasım inkılabının ortaya çıkardığı rejimi yıkmak için çalışacağız. Bu hareketimiz de milletimizin yüksek menfaatleri için yapılacaktır. Reich lehine devletleştirme denilen bu faaliyetin, büyük kısmı itibariyle hakikatte bir birlik olmadığı kanaatindeyiz. İşte bu kanaat, şimdiki merkeziyetçilik faaliyetine karşı olmamızın üçüncü sebebini teşkil etmektedir. Yapılacak olan iş, kapıları ve kasaları, inkılap taraftarı partilerin tatmin olmak bilmeyen hırslarına açık tutacak olan müesseseleri, hususi devletlerin elinden almaktan ibaret olacaktır. Almanya'nın tarihinde iltimas ve rüşvet hiçbir zaman bugünkü demokratik cumhuriyette olduğu kadar yüzsüzce ve adi bir şekilde memlekete yayılmamıştır. …Devlete kendisine ait olmayan ve teşebbüs etmesine hakkı bulunmayan işler verilmemelidir. …Her merkezileşme teşebbüsü bizim muhalefetimizle karşılaşacaktır. …Nasyonal Sosyalist fikirlerin zaferi ne kadar büyük olursa, bahşedeceği bireysel özgürlükte o kadar büyük olacaktır.
Weimar merkeziyetçiliği üzerine Hitler
Nasyonal Sosyalistler, bugünkü devletin merkeziyeti bir tavır almasına karşı duracaktır. Çünkü alınan merkeziyetçi tedbirlerin, sonu felaketle bitecek olan bir dış politikayı gizlemek ve imkân dahiline sokmaktan başka bir maksadı yoktur. Bugünkü Reich, tren, posta ve maliyeyi, milli politikanın yüksek menfaatini ileri sürerek devletleştirme teşebbüsündedir. Bu devletleştirme politikasını durdurmak, eğer durdurmak mümkün olmazsa zorluk çıkarmak, biz Nasyonal Sosyalistlerin vazifesi olmalıdır. Bu gayeyle ilk önce milletimiz için hayati önem arz eden merkeziyetçilik faaliyetleri aleyhinde bulunulmalıdır. Keza bugünkü rejimin merkeziyetçiliğe taraftar olmasının sebebi, hükümetin harp sıralarından hep yabancı devletlerin lehine olarak takip ettikleri politikanın icap ettirdiği paranın kolaylıkla temin edilebilmesidir. Nasyonal Sosyalistler olarak bizleri bu merkeziyet aleyhine vaziyet almaya sevke eden ikinci mühim bir sebep daha vardır. Merkeziyet, memleket dahilinde bütün icraatı ile Alman milleti için bir musibet teşkil etmiş olan bugünkü rejimin kuvvetini artırabilir. Bu rejim, demokratik ve Yahudi- leşmiş Reich, hakikaten Alman milleti için korkunç bir beladır.
Reklam
Herkesin satın alamayacağı bir elbiseye sahip olmak için değil, herkesin sahip olmayacağı bir vücüda sahip olmak için çalışılmalıdır.
İki Hristiyan mezhebi, zencileri rahatsız edeceği yerde, bugün felaketlere ve üzüntülere yol açacak hastalıklı bir çocuğa hayat bahsetmektense, gürbüz fakat zavallı bir küçük yetime merhamet gösterib, ona ana-baba hizmetinde bulunsaydı, Tanrının daha çok hoşuna gidecek bir şey yapmış olurdu.
" Çünkü tarih, geçmişte neler olup bittiğini bilmek için okutulmaz. Gelecekte, kendi milletinin hayatını temin için takip edebilecek hareketi öğrensin diye öğretilir. "
Propaganda esasında bir gereklilik teşkil etmediği, amaç duvar ilanında olduğu gibi, kalabalıkların dikkatini çekmekten ibaret olup ilmi bilgi sahibi olmak isteyenlere ders vermek olmadığından hareket tarzı duygulara, pek azı da akla hitap etmelidir. Propagandanın ilmi kapsamı ne kadar basit kitlelerin duygularına ne kadar uygun olursa, başarısı da o derece kesin olur. Başarı bir propagandanın değeri hakkında en iyi ispat aracıdır.
Reklam
Anglo-Sakson dünyasının başarısının ardında ki sır
Hiçbir millet tarih boyunca ekonomiye dayanan fetihlerini, İngiliz gibi sert bir biçimde yapmamıştır. Yaptıklarını da onlar gibi acımasızca savunmamıştır. İngiliz sanatının belirleyiciliği siyasi gücünden, finansal fetihler çıkarmasını ve bunun tersine olarak, her finansal başarısını siyasi güç haline getirmesi değil midir?
544 syf.
·
Puan vermedi
Oldum olası tarihteki ilginç liderlerin hayatlarına ve düşünce tarzlarına ilgi duydum. Adolf Hitler de diktatör ve demagog kimliğine rağmen aynı yüzyılda yaşasaydık sohbet etmek istediğim insanlardan biriydi. Bu merakımı gidermek için çevirdim bu kitabın sayfalarını. Beni gerçekten şaşırtan ve hak verdiğim noktaların olması bu hayatta kim olursa olsun mutlaka düşüncesinden faydalanabileceğimiz yönler olduğunu gösterdi. Okurken altını çizmediğim sayfa neredeyse yok gibi. Önyargısız insanlara kesinlikle tavsiye ediyorum.
Kavgam
KavgamAdolf Hitler · En Kitap · 201610,7bin okunma
Yahudilerin işçi sınıfını manipüle edip marksizmin temelini atması
Yahudi, işçiye sokulur, onun kaderine acımış görünür. Hatta sefalete isyan eden biri gibi ortaya çıkar. Böylece işçinin güvenini kazanır. Yahudi, işçide hayat şartlarını değiştirmek için şiddetli bir istek uyandırmaya çalışır. Üstün ırka mensup bir insanın kalbinde daima uyuklayan sosyal adalet ihtiyacını ustalıkla tahrik ederek uyandırır. Yahudi sosyal adalet ihtiyacını tahrik ederek harekete geçirdiği işçiyi daha şanslı bir kadere sahip olanlara karşı kin beslemeye davet eder. Bu işi yaparken Yahudi, sosyal düzensizliklerin aleyhine açılmış olan korkunç kavgaya bir felsefi hava ve tavır verir. Böylece Yahudi Marksizmin temellerini atmış olur. Marksizmi, haklı sosyal isteklere gayet sıkı bir şekilde bağlı gibi göstermekle, Yahudi bu felsefenin yayılmasını kolaylaştırır ve hızlandırır. Sosyal fikirler maskesi altında, gerçekten şeytanca ve korkunç niyetler saklanmıştır.
Yahudi daima başka milletlerin yolları üzerinde asalak olarak yaşamıştır. Yahudi kendi milleti için daima süt annelik edecek yeni bir toprak arar. Fakat bunun göçebelikle hiçbir alakası yoktur. Çünkü Yahudi, bulunduğu diyarı terk etmeyi hiçbir zaman aklına getirmez. Yerleşmiş olduğu topraklarda kalır. Oraya o kadar yapışır ki, kendisini ancak zor kullanarak kovmak mümkün olur. Yeni bir memlekete yayılması ancak Yahudi'nin hayatı için gerekli şartlar oluşturulduğu zaman gerçekleşir. Yahudi, tam bir asalaktır ve daima öyle kalacaktır. Verimli bir toprak Yahudi'yi davet edince, bakteri gibi, daima oraya yayılır. Yahudi nereye yerleşirse, Yahudi’yi kabul etmiş olan millet, er ya da geç sönüp gider.
Reklam
Yahudiler, sanatta ve medeniyette ucuz birer kopyacıdır
Hiçbir zaman bir Yahudi sanatı görülmemiştir. Bugün de yoktur. Özellikle, güzel sanatların iki kraliçesi mimari ile musiki ve diğer orijinal hiçbir şey Yahudilere borçlu değildir. Sanatta, Yahudi'nin meydana getirdiği şeyler, düşünce hırsızlıklarından ibarettir. Yahudilerin medeniyetleri nasıl ancak bir kopyacı gibi, modelin şeklini bozarak temsil ettiklerini ispat eden şey, özellikle en az icada ihtiyaç duyan sanat, yani dram sanatı ile meşgul olmalarıdır. İşte bu dahi Yahudi, taklitçi bir maymundur. Gerçek büyüklüklere görülen atılım kendisinde yoktur. Yaptığı bu işte bile dahi, yaratıcı değil, basit bir taklitçidir. Kullandığı kurnazlık ve aracılar, icra ettiklerinin hiçliğini gizlemekte başarılı olamazlar. Bu konuda Yahudi basını en basit bir yazarı bile, Yahudi olması şartıyla överek onun imdadına yetişir. Bu işi o kadar ustalıkla yapar ki diğer insanlar kendilerini bir sanatçı karşısında sanırlar. Hayır, Yahudi'de bir medeniyet meydana getirecek ufacık bir yetenek yoktur. Çünkü insanı yüceltecek her olgunluğun ilk şartı olan idealizm Yahudi için bilinmeyen bir şeydir ve daima böyle olmuştur. Yahudi'nin zekâsı, hiçbir zaman Yahudi'ye, yapma işinde yardımcı olmayacak, sadece yıkmaya yarayacaktır. Şurası da kesindir ki, insanlığın bütün ilerleyişi, Yahudi ile değil, Yahudi'ye rağmen meydana gelmiştir.
Alt ırk olarak yahudiler
Yahudi, üstün ırk ile en bariz, en açık zıtlığı meydana getirir. … Son iki bin yıl içinde, kabiliyetlerinde ve karakterinde Yahudi milleti kadar çok az değişikliğe uğramış bir başka millet yoktur. Yahudiler kadar, hiçbir millet büyük inkılaplara karışmamıştır. Böyle olmakla beraber, insanlığı en büyük zararlara uğratan her türlü hareketten, Yahudi en az zarar gören olarak çıkmıştır. O her zaman kurnaz olmuştur. …Yahudi hiçbir zaman kendine has bir medeniyetin sahibi durumunda bulunmamış olduğu için, Yahudi’nin fikri çalışmasının temelleri de daima yabancılar tarafından sağlanmıştır.
Demokratik idare şekli, yöneticiye sorumluluk yüklemez
Demokratik idare şekli, zekâ sahibi yönetici vasıflı kişilerden meydana gelen bir meclis oluşturmayı hiçbir zaman düşünmez. Daha çok basit kişilerden kurulu bir "siyasi oyuncular" grubunu oluşturmaya kalkar. Bu meclisi bilinen bir yöne sürüklemek, o meclisi oluşturan elemanların sınırlı düşüncelere sahip olmalarından ibarettir. Bir parti politikası ancak bu şekilde icra edilebilir. Böylece ipleri elinde tutan adam sorumlulukları omuzlarında taşımaya ihtiyaç duymadan, tedbirli bir şekilde perde arkasında kalmanın yolunu bulur. Böylece, millet için her korkunç karar herkesçe tanınan ahlaksız bir herifin hesabına kaydedilemez. Aksine bütün günah partinin omuzlarına yüklenir. Sonuç olarak uygulamada her türlü sorumluluk ortadan kalkar. Çünkü sorumluluk, belirli bir kişiye yüklenirse, gevezelerden oluşan meclis grubu sorumluluktan kurtulur. Bunun için meclis usulü her şeyden önce açıkça hareket etmekten korkan sinsi ruhlu kişilerin hoşuna gider. Sorumluluk zevkine sahip dürüst herkes bundan daima nefret eder.
Yahudiler tarafından kontrol edilen bir silah olarak basın
Halkın siyasi zekâsı, isteklerini yerine getirecek, milletin dertlerine derman olacak, yetenekli siyasileri bulup meclise yollamak konusunda yeterli değildir. "Toplumsal kaygı" dediğimiz şeyin içinde milletin fertlerinin şahsi tecrübelerine ve bilgilerine pek az rastlanır. "Toplumsal kaygı"nın büyük kısmı dışarıdan tahrik
…Bu sırada demokrasinin ruhundan bir rezalet şeklinde ortaya çıkan bir olay görülür. Bu olay, sözde amir durumunda olanların bir kısmında teşhis edilen korkaklık ve yüreksizliktir. Bu kişiler için önemli bir karar alma statüsünde bulunduklarında çoğunluğun himayesi altına girmeleri ne büyük şanstır. Siyaset fukaraları, bütün kararlarından önce çoğunluğun onayını dilenirler ve böylece kendileri için gereken "suç ortaklarını" bularak her türlü sorumluluktan ellerini ovuşturarak sıyrılırlar. Doğru adam, karakter sahibi, namuslu adam bu tip siyaset yöntemlerine karşı düşmanlık ve nefret beslemekten başka bir şey yapmaz. Bu yöntemler bütün adi karakterleri kendine çeker. Attığı her adımın doğuracağı sorumluluğu kabul etmekten çekinen ve daima kendisini her konuda masum kılmaya çalışan bir kişi, bir sefil ve bir alçaktan farksız değildir. Bir milleti yönetecek kurum böyle kişilerden oluşursa, kısa zamanda vahim sonuçlar ortaya çıkar. Artık sağlam hareket etmek diye bir şey yoktur. Aksine, bir karara varmak için bir güç harcamaktansa hakaretlere maruz kalmak tercih edilir. Eğer hızlı bir karar almak gerekiyorsa kişi, karakterini ortaya koyup bu işe önder olmaz. …Çoğunluk hiçbir zaman bir kişinin yerine geçemez. Çoğunluk, ahmakları olduğu kadar alçakları da temsil eder.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.