Kavram Geliştirme Gönderileri
Kavram Geliştirme kitaplarını, Kavram Geliştirme sözleri ve alıntılarını, Kavram Geliştirme yazarlarını, Kavram Geliştirme yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.
Ludwig Wittgenstein
Sayfa 49
Kurt Gödel, 1931 yılında yeterince güçlü bir biçimsel dil içerisinde ne kendisinin ne de değilinin ispatı verilemeyen doğru önermelerin olduğunu göstermiştir. İkinci olarak da, söz konusu biçimsel dizgenin tutarlılığının biçimsel dizge içerisinde verilemeyeceğini göstermiştir.
Sayfa 30 - dilimin sınırları dünyamın sınırları önermesine gödelian yanlışlamaKitabı okudu
Fiziksel unsurların belli bir düzenlenişi kendinde bir anlama sahip değildir. Söz konusu fiziksel hâlin neye karşılık geldiği sahnenin içinden bir bilişi gerektirir. Dolayısıyla, fiziksel olan sahneyi açıklamış olmayacak, tam tersine fiziksel hâller sahne içerisinden anlam kazanmış olacaklardır.
Sayfa 27 - bilişin gerekliliği, fakat hayati bir soru olarak; hangi biliş?Kitabı okudu
Eğer fiziksel evreni fizikçilerin bize tasvir ettiği biçimiyle, atomlardan (çok yüksek enerjilere çıkılmadıkça parçalanamayan taneciklerden) oluşan bir yapı olarak düşünürsek, yukarıda anlatılan öykünün sonucunda ulaşılan nokta, uzay-zamanın belli bir bölgesinde (beynin görme merkezinde) fiziksel bir hâl değişikliğidir.
Sayfa 26 - ayhan hocanın bu ifadesi, gilbert ryle'ın the consept of mind'ına nazire gibi geldi. ifade etme şekli muazzam. gözün atomu dönüştürmeye yaradığını ispat edemezsek görmeyi ispat edemeyiz gibi görünüyor.Kitabı okudu
Müslüman fikir ve bilim insanlarının, bugün bizim yaşadığımız çağdan farklı olarak düşünsel eserler ortaya koyarken bize göre daha az sorun yaşadıklarını düşünürüz. Bu düşüncenin önemli bir nedeni, o dönemde fikriyata hâkim olan havanın söz konusu düşünce ve ahlâk ilkeleri ile tutarlı olduğunun düşünülmesidir.
Sayfa 20 - güzel bir açı gibi geldiKitabı okudu
Çağdaş sosyal bilim çalışmalarının “İslâmî” bir bakış açısına sahip olmak gibi bir kaygısı bulunmadığı bir vakıadır. Öte yandan çağdaş toplumları anlama çabasının neden İslâmî bir bakış açısıyla uyumlu olması gerektiği sorulabilir. Bir bilim insanından, ister doğa bilimleri isterse sosyal bilimlerle uğraşıyor olsun, sahip olduğu inançları paranteze alması veya ilgilendiği vakaya mesafe alarak bakması beklendiğine göre, sosyal bilimlerle ve diğer bilimlerle bu itibarla bir araya getirilmesi güç olan bir sıfatı bu tartışmaya dâhil etmenin nasıl bir gerekçesi olabilir?
Sayfa 19 - ayhan çitil yine sorulması gerekilenleri soruyorKitabı okudu