Türk Edebiyatında Malûmât Hareketi

Kaybedenlerin Tarihi

İsmail Alper Kumsar

Kaybedenlerin Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Kaybedenlerin Tarihi sözleri ve alıntılarını, Kaybedenlerin Tarihi kitap alıntılarını, Kaybedenlerin Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Servet-i Fünun ve Malûmat Hareketi
"Ali Ekrem, Malûmât'a geçtikten sonra H. Nazım (Ahmed Reşid), Samipaşazade Sezai, Menemenlizade Mehmed Tahir ve Ali Kâmi de Malûmât sütunlarında yazmaya başlarlar. Ali Ekrem'in Servet-i Fünûn'dan kopardığı yazarlarla Malûmât'ta kendine göre bir muhit oluşturma çabası bu isimlerle sınırlı kalmamıştır. Mersin'de karantina doktorluğu yaptığı sırada Ali Ekrem ve H. Nazım'ın yardımı ile terfi eden Cenap Şahabeddin'e de Malûmât'a geçmesi konusunda bir mektup gönderir. Cenap Şahabeddin, mektuplardan anlaşıldığı kadarıyla bu konuya çok sıcak bakmaz. Şekip Hicri müstearıyla yazılar göndermeyi teklif etse de bu teklif Ali Ekrem tarafından kabul görmez. O sıralar Londra'da bulunan Abdülhak Hamid'e de Malûmât'ta yazma konusunda Ali Ekrem tarafından bir teklif mektubu gönderilir. Abdülhak Hamid de tıpkı Cenap Şahabeddin gibi bu konuya çok sıcak bakmaz. 'Hâl ve mevki'sinin bu davete icap etmesine engel olduğunu ifade ederek teklifi reddeder."
Sayfa 180Kitabı okudu
"Dekadanlık meselesinde alayın derecesi o kadar ileri gitmiştir ki bazı yazarlar, roman ve hikâyelerde bile dekadanlık meselesine bir gönderme yapmaktan geri durmamışlardır. Sözgelimi Mehmed Celâl'in 'Dil-şikâr' adlı hikâyesinde, görücü usûlü ile evlendirilmek istenen Ahmed Bediî isimli kültürlü genç, müstakbel gelini anlatan görücülerin kızın dış güzelliğini abartılı bir şekilde tasvir ederken anlaşmazlığa düşmeleri karşısında: 'Dekadanların şiiri gibi rengârenk ve bukalemun olan bu hanımı bana alınız' deyiverir."
Sayfa 178Kitabı okudu
Reklam
"Muarızlar tarafından Servet-i Fünûncuların tepkiyle karşılanan birtakım kelime, terkip ve Avrupai nazım şekillerinin zaman içinde kendileri tarafından da kullanılmaya başlaması muarızların eleştirdikleri dekadan özelliklerine zamanla yaklaştıklarını göstermesi bakımından önemlidir. Bu bağlamda muarızların Servet-İ Fünûn'u eleştirmek amacıyla bile olsa Batı edebiyatındaki kimi kavramları anlamaya çalıştıklarına şahit oluruz."
Sayfa 184Kitabı okudu
"Malûmât Hareketi, Servet-i Fünûn'un Servet-i Fünûn olmasındaki en güçlü âmillerden biri olarak değerlendirilebilir. Çünkü Servet-i Fünûn ekibi çoğu zaman, Malûmât Hareketi'ne karşı tek vücut görünmek için içerdeki kişisel ya da edebî çekişmeleri dışarıya sezdirmemişler, böylece daha uzun süre bir arada bulunmuşlardır."
"II. Abdülhamid'in cülusuna denk gelen 19 Ağustos tarihi, dönemin matbuat hayatı açısından çok önemli bir yere sahiptir. Öyle ki mecmuaların çıkışı bu tarihten birkaç gün önceye denk geliyorsa mecmuanın çıkışı ilgili tarihe kadar ertelenir, birkaç gün sonraya denk geliyorsa da öne çekilir. O gün çıkan gazete ve dergiler özel bir tasarımla mümkünse renkli olarak çıkar."
Sayfa 321Kitabı okudu
"Kayahan Özgül'ün dikkat çektiği gibi sözlü edebiyat döneminde şiir dinlenirken kafiye de kulak tarafından algılanır. Yazılı dönemde ise şiir gözle okunduğu için kafiye de gözle algılanır. Osmanlı şairleri de yazılı dönemde eser verdikleri için ikincisini benimsemişlerdir. Meseleye bu açıdan bakıldığında Ekrem Bey'in daha eski (geri) bir kafiye anlayışını benimsediği bile düşünülebilir."
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
"Sonuç olarak Malûmât yazarlarının büyük bir çoğunluğu dilde sadeleşme taraftarı olsa da dilde sadeleşmeye karşı duran bir yazar grubunun olduğu da ortadadır. Malûmât Hareketi'nin bu konudaki tavrı şüphesiz yazarların çoğunluğunun düşüncesidir."
"'Ara Nesil' sanatçılarını sınıflandırmada kullanılan temel ölçü batılılaşma karşısındaki tutumlarıdır. Cafer Gariper'in tasnifine göre bu nesil üç gruptan oluşmaktadır: Klasik Edebiyatı Sürdürmek İsteyenler, Eski ve Yeni Arasında Yer Alanlar, Yenilikçiler."
"... Her millet kendi milliyetini muhafaza ederek terakki aramalıdır."
"Muallim Naci ile Recaizâde M. Ekrem arasında oldukça şahsî nedenlerle başladığı görülen, zaman zaman hakiki bir eleştiri seviyesine ulaşsa da çoğunlukla başladığı dönemdeki gibi şahsî kalan bu hadise, edebiyatımızda iki üç nesil boyunca devam eden eski yeni tartışmasının da başlangıcı olmuştur. Ekrem ile Naci arasındaki tartışmanın asıl mihverinin eski-yeni meselesi olmadığı ortada dururken talihin garip bir cilvesi olarak Batı edebiyatından son derece güzel ve yeni tercümeler yapan, kimi şiirlerinde de son derece yenilikçi olan Muallim Naci, eski edebiyatın temsilcisi olarak görülmüştür."
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.