İnsanlar kaygılarını içlerinde tutarak açıklamadıkları zaman kaygı yok olmaz. Aslında kaygıyı içimizde tutmak, onu çok daha yoğun hissettirir. Kaygımıza ilişkin konuşarak onu dışa vurmamız ondan kurtulmamızda bize yardım eder.
Mükemmeliyetçilik, kaygını artıran bir düşünme biçimidir... Ne kadar çok mükemmel olmaya çabalarsan, o kadar kaygılı hissedersin çünkü sürekli amacının gerisinde kaldığını düşünürsün.
Bedenimiz, kaygılı düşüncelere stres hormonu salgılayarak tepki verir. Doğuştan var olan bu biyolojik tepkime, "savaş ya da kaç" tepkisi olarak adlandırılır.
İnsanların, kaygı hissettikleri şeylere ilişkin endişelenmeleri yaygındır. Ancak, endişe için harcanan tüm zaman ve enerji, aslında boşa gitmiştir. Kaygıyı endişe ile hafifletmeye çalıştığında, tüm yaptığın kaygıyı güçlendirmektir.
Birçok insan huzurun, kendimizin dışında bir yerde aramak zorunda olduğumuz ya da kendi içimizde oluşturmak için çok çalışmamızı gerektiren bir şey olduğunu düşünür. Aslında, huzur zaten içimizde olan, varlığın doğal durumudur; sadece dikkate aldığımız ve odaklandığımız stres ve gerilimin arkasında gizli kalır.
"Stresli bir konuyu her düşündüğünde ya da kafana taktığında huzurunu gölgelemiş olursun. Düşünce, huzurunu yok etmez ancak eğer kaygıyla kafana takmaya devam edersen, huzurunun kaçmasına neden olabilir."
Birçok insan huzurun, kendimizin dışında bir yerde aramak zorunda olduğumuz ya da kendi içimizde oluşturmak için çok çalışmamızı gerektiren bir şey olduğunu düşünür. Aslında, huzur zaten içimizde olan, varlığın doğal durumudur; sadece dikkate aldığımız ve odaklandığımız stres ve gerilimin arkasında gizli kalır.
Kaygıyı kontrol etmek ile kaygıyı ortadan kaldırmanın iki farklı şey olduğunu unutmamak önemlidir. Başa çıkma biçimleri, kendinle ilgilenmene yardımcı olur ve kaygının çok fazla artmasını engeller. Ancak başa çıkma biçimlerini kullanmak bir daha asla kaygılı hissetmeyeceğin anlamına gelmez. Yaşamında her zaman yeni bir durum ve yeni zorluklar olacaktır. Kaygıyı tünütle ortadan kaldırma beklentisi çok gerçekçi değildir. Bu şekilde düşünmek sende başarısız oldugun duygusuna neden olur çünkü bu, başarılması neredeyse olanaksız bir durumdur.
Yaşamının geri kalanında da kaygını arttıran yeni zorluklarla karşılaşacağını hep aklında tut. Bu, senin başarısız olduğun anlamına gelmez; sadece senin yaşadığın ve insan olduğun anlamına gelir.
"Değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için sabra, değiştirebileceğim şeyleri değiştirmek için cesarete ve ikisi arasındaki farki anlamak için akla sahibim."
14.yüzyılın ünlü sanatçısı Michelangelo'ya bütün bir mermerden Davut'un muhteşem ve güçlü heykelini nasıl yaptığı sorulduğunda; "Davut zaten taşın içindeydi diyerek yanıtlamıştır; o sadece fazlalıklsrı yontmuştur. Davut heykelinde olduğu gibi, huzur zaten senin içindedir. Senin sadece, onun üzerini kaplayan kaygı tabakalarını sıyırarak onu gün yüzüne çıkarman gerekmektedir.