Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Kayıkta Üç Adam
Jerome K. JeromeEn Beğenilen Kayıkta Üç Adam Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Kayıkta Üç Adam sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kayıkta Üç Adam kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
#basliyorum
Jerome K. Jerome
Bir Kayıkta Üç Kafadar
222
Sürüsüne bereket hastalıktan mustarip (hisseden) üç İngiliz beyefendisi (ve bir de köpek), hava değişiminin kendilerine iyi geleceğini düşünüp günlük hayatın koşuşturmacasından biraz uzaklaşmak isteyince kayık kiralayıp Thames Nehri’nde iki haftalık, dinlendirici bir gezintiye çıkmaya karar verirler. Fakat bu gezi planladıkları kadar dinlendirici olmayacak, abartmaktan hiç tasarruf etmeyen balıkçılar, kendini beğenmiş buharlı tekneler, güvenilmez hava tahminleri, bir türlü açılmayan konserveler, çeşitli talihsizlikler ve maceralarla karşı karşıya geleceklerdir.
The Guardians’ın tüm zamanların en iyi yüz romanı listesinde yer alan, yayımlandığı ilk yirmi yıl içinde, dünya çapında bir milyondan fazla basılmasının yanı sıra filmlere, radyo programlarına, oyunlara ve hatta müzikallere uyarlanan Bir Kayıkta Üç Kafadar, tekrar tekrar dönüp okumak isteyeceğiniz bir mizah başyapıtı.
#dünyaklasikleri #ingilizklasikleri #mizah #gezi #thamesnehri #canyayınları
Instagram: k.o.k.jurnal
Jerome K. Jerome • Bir Kayıkta Üç Kafadar (Tabii Köpeği Saymazsak) #kitapyorumu
İçinde bulunduğumuz pandemi süreci sebebiyle şöyle keyifli bir geziye çıkmak ne doğru, ne sağlıklı ne de mümkün. Ancak yazar, bu kitap ile sizi oturduğunuz yerden alıp çok keyifli, bol kahkahalı ve aksiliklerin sıkça yaşandığı eğlenceli bir geziye götürmeyi ustalıkla başarıyor.
Önsözde Jerome K. Jerome, “...ama konu iflah olmaz, umarsız samimiyetine gelince, bu eseri gölgede bırakacak bir kitap yazılmamıştır henüz.” diyor ve bu sözünü de yazdığı her kelimeyle ispat etmeyi başarıyor.
İngiltere'de geçen bu öyküde, üç arkadaşın ve beraberlerinde köpek Montmorency'nin bir kayık gezisine çıkma hikayelerinin nasıl başladığını, devam ettiğini ve sona erdiğini onlarla beraber biz de adeta deneyimliyoruz. Anlatımı çok sade olan ve birinci kişinin, yani yazarın kendisinin anlattığı yolculukta yazar sık sık kendi ve arkadaşlarının hayatından araya anılar serpiştiriyor ve bu anılar, tüm öyküyü hem daha eğlenceli, gerçekçi hem de daha derin yapıyor.
Kitap genel olarak güldürme üzerine kurulu, zira okurken ya gülümsüyor, ya kıkırdıyor ya da kahkaha atıyordum. Ancak bazı yerlerde yazar bir sorgulamayla, küçük bir eleştiriyle ciddiyete davet edip bizi soru sormaya, anlamaya ve araştırmaya yönlendiriyor.
Uzun zamandır böylesine eğlendiğim bir kitap okumamıştım ve bu stresli dönemde okumuş olmak açıkçası bana çok iyi geldi. Henüz okumadıysanız, tavsiye edebileceğim ve okumaktan keyif alacağınıza inandığım bir kitap. Şimdiden iyi okumalar dilerim!
-
Asılın Halatlara Kayık Batıyor
İngiltere'de müşkülpesent ve keyif budalası diyebileceğimiz üç arkadaşın can sıkıntısını gidermek için Thames nehrinde bir kayık gezisine çıkma kararı vermeleri ve bu gezi boyunca başlarına gelenleri anlatan zaman zaman kahkahalarınıza engel olamayacağınız cümleler barındıran roman. Üç arkadaşın gariplikleri, şapşallıkları, tembellikleri ve doğanın onlara oynadığı oyunların yanı sıra anlatıcı olan J'nin olayların akışıyla irtibatlandırdığı anılarını da okuyoruz. Unutmadan bir de köpekleri var seyahatleri boyunca yanlarında.
Kitap okunmazsa okuyucu için büyük bir kayıp olmaz. Ancak çerezlik kitaplar yerine kesinlikle bunu tavsiye ederim.
Üç hastalık hastası arkadaş, Londra'nın gürültüsünden ve hayatlarındaki stresten uzaklaşmak için Thames nehrinde bir tekne yolculuğuna çıkarlar...
Kitapta da bu yolculukta yaşadıkları maceralar anlatılıyor.
Atmosferi güzel şekilde yansıtan ve hızlı ilerleyen bir kitap...
Kitabı okuduğum bir dergide geçen bir yazı ile merak edip okumak istedim .
Başlarda komik zamanların olduğu bölümler oldu. Ama sonlara doğru olay örgüsü azıcık kastı. Dili akıcı.
Üç adam var ve yaşadıkları maceraları bizle paylaşan mizansen dil kullanan bir anlatıcı ama yer yerde alttan mesaj veren bir dil.
#okudumbitti
#birkayıktaüçkafadar
Üç arkadaş (tabii köpeği saymazsak) gündelik hayatın koşturmacasından uzaklaşıp Thames’te iki haftalığına kafa dinlemeye çalışırken başlarına gelenlerle asıl sizi yoğun temponuzdan alıp kahkahalar eşliğinde gezintiye çıkarıyor.
Öyle ki, attığınız kahkahadan sonra ev ahalisi “olan oldu, bizimki balataları sıyırdı.” dercesine bir surat ifadesi takınıp size bakmaktan kendini alamıyor, test edilip onaylandı.
Okurken dikkatimden kaçmayan şeyin 1800’lerde dahi insanların şehrin keşmekeşliğinden kaçarak ıssız ada çıkarması hayali kurmalarıydı.
Bu insancıklar bizim yüzyılda yaşasalardı ne hissederlerdi sizce? Hele de yüzyılın bazı ülkelerinde.
Şöyle söyleyeyim: benim bünyeye çok iyi geldi, denemek size kalmış.
Elçiye zeval olmaz.