Bir gün birşey oldu; güllerin nefes alıp verişlerini duymaya başladım ve bu durum günlerce devam etti. Bazen de onlardan bana hafif bir rüzgar esiyor, saçlarımın arasına dalıp gidiyor ve sanki geçmişin tüm izlerini başımdan dışarı süpürüyordu.
"Bir misafirimize az önce kurabiye servisi yaptıĝım için biliyorum, sadece iki tane çikolatalı kurabiyemiz kalmıştı. Yani bir porsiyon. Her ikinize de birer tanesini servis yapsam, eksiĝi de vanilyalılardan tamamlasam bir sakıncası olur mu sizce?"
Pencere kenarında bir masaya oturdular. O an yanlarında biten garson, "Ne alırdınız efendim?" diye sordu Ingiliz aksanıyla.
Espresso ve vanilya aromalı filtre kahve söyleyip onu başlarından savdılar.