O sokağa geldiği ilk gün görmüştü onu. Boylu boslu yakışıklı bir adam, ardında kedilerle yürüyüp geçti önünden. Bir masal kahramanıydı sanki. Fareli Köyün Kavalcısı gibi. Önünden lüks arabasıyla geçse bu kadar etki bırakmazdı üstünde.
Bizim oralarda bir ölüm oldu mu kim ağlıyor, kim üzülmüyor çok dikkat edilirdi. Hele büyüklerden biri gitti mi, malı da varsa günlerce konuşulurdu. Kime ne kalacak, kim ne alacak, derdi tasası başkalarını tutardı.
Bencildir insanlar, tutucudur, kendilerine benzemeyeni sevmezler. Dışarlıklı insanlara selam bile vermezler. Üç kuruşa çalıştırırlar insanları. Para istiflemeyi yaşamak zannederler.
Hele hele insan isimleri hiç konmazdı.Osman konulsa kedinin adını nasıl söyleyecekti ulu orta. 'Osmaaaan!' diye seslenmek ayıptı. Kocalarımızı bile isimleriyle çağıramazken bir kediye herkesin içinde böyle hitap edemezdik.