Çocuktuk, büyüdük, kitapları seçtik başka şeyler seçen insanlar arasında.
Günden güne kaplandı duvarlarımız. Odalarımızın her bir yanına sindi harflere sinmiş sessizlik türleri.
Haftada iki kitap okuyacak olsam bu ortalamayla yarım yüzyıllık bir zaman diliminde kitaplığımdakilerin yarısını biraz aşkın sayıda kitap okuyabileceğim şimdiden bellidir.
Rastlantı, olağan seyrini sürdüren olaylar zincirine bir başka zincirin halkasının karışmasıyla ortaya çıkar: İnsanların hayatları paralel değildir çünkü, gün gelir bir çizgi ötekiyle kesişir ve o noktadan başlayarak seyir değişir.
Çocukluğumun hemen ardından girdiğim yatılı okulda, altı yıl boyunca telefon bekledim. Beni arayabilecek birileri var mıydı, hatırlamıyorum şimdi. Ama telefon gelmedi hiç.
Ahmet Oktay, nefis bir şiirinde, "belki de çağdaş bir nevroz biçimidir konuşmak" diyordu. Bir mekâna sığınsanız bile sizi esir almanın yolunu bulur zembereği arızalanmış âdemler ve havvalar...