Seküler aşkta, vücut sıvıları nazariyesinin izleri hakimdir. İlahi aşk ise, vücut sıvıları ile ilgili değil, kalpteki siyah nokta ile ilgili sayılmıştı. Prof. Dr. Süleyman Uludağ, Tasavvuf Terimleri Sözlüğü adlı eserinde der ki: "Yürekte siyah bir nokta vardır. Buna habbetu'l kalb, suveydaülkalb, sevdaulkalb, dane-i dil' gibi isimler verilir. Kalbin en değerli yeridir. Bazan aşırı şiddetli aşk tesiriyle bu siyah nokta tahrib olur. Parçaları bütün vücuda yayılır. Artık bu aşıkta akıl ve mantık kalmaz. Çılgınca sever."
Susamak kelimesinde olduğu gibi bir ismin yanına "-semek, -samak" getirerek özleme anlamında fiil yapılmasını, ben çağımız şairlerinin buluşu sanıyordum. "Istanbulsadım" örneğinde olduğu gibi...