Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kemalizmde ve Kemalizm Sonrasında Türk Kadını I

Bernard Caporal

Kemalizmde ve Kemalizm Sonrasında Türk Kadını I Sözleri ve Alıntıları

Kemalizmde ve Kemalizm Sonrasında Türk Kadını I sözleri ve alıntılarını, Kemalizmde ve Kemalizm Sonrasında Türk Kadını I kitap alıntılarını, Kemalizmde ve Kemalizm Sonrasında Türk Kadını I en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tam tersinin de görülmediği günlere...
Bir kadının kocasına el kaldırması ne görülmüş, ne de işitilmiştir.
Sayfa 46 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Her şeyden önce Türkiye'de ana-babaların çocuklarına tapınma derecesinde bir büyük sevgi gösterdiğini belirterek söze başlamak gerekir. Onlarda tanrısal bir hayır görürler ve onlarla övünürler: çocuklar, babanin erkekliğini, ananın verimliliğini kanıtlar. Çocuk ayrıca kadına, kocasının ailesiyle bütünleşme olanağı verir.
Sayfa 21 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
8 Mart... Kutlu ve Ölümsüz Olsun...
Yeni Türkiye'nin yöneticileri, kadının yalnızca kocasının eşiti olarak kabul etmekle kalmıyor, dahası, onu özgür bir kişilik olarak algılıyorlardı.
Sayfa 12 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Göçebeler yerleşik duruma geçtikçe kadınlar aile içinde kendilerine erkekle belli bir eşitlik tanıyan statülerini yitirmeye başlamışlardır. İ. Beşikçi'nin belirttiğine göre, erkekle aynı sıfat ve derecede ekonomik bakımdan üretici olan bu kadınların görüşlerine başvuruluyordu. Düşüncelerini özgürce açıklayabiliyor ve en önemli kararlara katılıyorlardı. Oysa köylü kadınların durumu bu değildi.
Sayfa 16 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Eksik bir aile yaşamı, mutlaka belli bir toplumsal, ekonomik ve politik zayıflama doğurur.
Sayfa 11 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Türk milletinin bütün cihanda, yalnız Asya'da değil Avrupa'da dahi azim satvetler göstermiş olması (büyük atılımlar yapması), mutantan harekat (görkemli eylemleri) icra eylemiş bulunması, hep öyle kıymetli ataların faziletli evlatlar yetiştirmesi ve daha beşikten çocuklarının ruhuna mertlik ve fazilet telkin eylemesi sayesinde idi.
Sayfa 12 - Cumhuriyet YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Erkekler, güçlerini kullanarak Tanrılarından aldıkları buyruğu çarpıttılar ve kadını aşağıladlar (...); kadının ruhu bundan küçük düştü, küçüldü, kadının töresi zayıfladı, kadınların dini bundan gitgide azaldı ve kadın insanlık değerinden yitirdi. Kadınlar böylece kümes hayvanlarına ya da başıboş dolaşan sürülere benzediler (...). Daha sonra, erkek çocukların ve kızların eğitimleri kötüleşti, toplumsal bozulma ve çürüme, bireylerden bizzat gruplara geçti, oradan da tüm ailelere, akrabalara, kabilelere ve halkın tümüne bulaştı
İç içe
Kemalist devrim, Osmanlı tarihinden soyutlanırsa, anlaşılamaz. Mustafa Kemal'in devrimini ve onun ayrılmaz parçası olan kadının kurtuluşu eserini yönlendiren temel seçmeler, Osmanlı İmparatorluğu tarihinin son on yıllarına damgasını vuran belli eylemler ve eğilimler, hatta somut gerçekler içinde, - tohum olarak- yer alır.
Halide Edip, daha önceden de bu aynı kadın erkek eşitliğini savunan makaleler ve yazılar yayımlamıştı. Bu onun ölümle tehdit edilmesine bile neden olmuştu ; bazı tutucu kesimler bu tür sorunların, hele kadınlar tarafından, ele alınmasına kesin biçimde karşı çıkıyordu.
İslamın ilkeleri ona (kadına) "toplumsal yaşamda ayrıcalıklı bir orun (mevki)" öngörüyordu (56). Eğer kadın, haklarını tanımıyor, bilmiyorsa, bu, dini kötüye kullanan erkek yüzündendir
Reklam
Kadın, artık bir eşya gibi görülmemeli, bir eşya işlemi görmemeliydi.
Kadınlar kendilerini yalnızca ev işlerine vermemelidir. Ev işleri onların en küçük ve en az önemli ödevlerini oluşturabilir.
Kadın evlenmekle, kocasının ailesinde yaşamak için kendi ailesini terk ediyordu. Birçok bakımlardan o, burada bir yabancı olarak kalıyordu. Kocasının ailesiyle bütünleşmesi çocukları sayesinde mümkün olabiliyordu. Kısırlık en büyük kusur doğuruyordu; bir kadın için kısırlık hiç istenmeyecek en kötü durumdu. Gerçekten, her şeyden öne çoğalmak ve üremek için evleniliyordu; evliliğin temel amacı buydu. Sevgi bir olasılıkla, sonradan doğuyordu. Koca, önce karısına değil, ona verdiği çocuklara bağlanıyordu. Kocasına çocuk veremeyen kadın daha çok babasının evine gönderilirdi, ya da kocasının ikinci bir kadın almasını kabul etmeliydi.
50 lira demeyin üstünde ilk kadın romancı var.
Fatma Aliye'ye gelince o da, Şemsettin Sami'den birkaç yıl sonra yazmaya başlayacaktır. Ahmet Cevdet Paşa'nın kızı olan Fatma Aliye, Osmanlı İmparatorluğu'nda, zamanın en çok tanınmış kadınlarından biriydi. Eserlerinden bazıları Arapçaya ve Fransızcaya çevrilmişti. Zaten, çocukluğunda kendi kendine ve gizlice öğrendiği Fransızcayı iyi biliyordu.
Günümüzde çokeşliliğin hala savunuluyor olması ayrı komik
Reformist okulun ilgilendiği toplumsal sorunlar arasında kadının evrimi seçkin bir yer kaplar (31). Bu okul için kadın erkek eşitliği, her ikisinin aynı insanlık durumunu paylaştığını ifade eden Kuran'ın sözlerindenkaynaklanır (32). Ancak bu eşitlik mutlak bir eşitlik değildir. Evlilik yaşamı, her toplumdaki yaşam gibi bir şefin bulunmasını gerektirir. Bu rolü yerine getirecek olan ise erkektir, çünkü kadın, kadın olma durumu nedeniyle zayıftır (33).Evliliğe ilişkin olarak Raşid Rıza kadının müstakbel eşini seçmede çıkarı olduğunu kabul eder. Ona göre İslam yasası da buna kesinlikle karşı değildir. Çokkarılılığa gelince, Muhammed Abduh itiraz etmektedir (34). Ona göre bu, kötüye kullanımların ve kadına karşı haksızlıkların kaynağı olduğu gibi aynı zamanda aileyi de yıkar. Ona göre İslamcı düşünce, tekkarılılığı evlilik birliğinin ideal biçimi olarak kabul eder. Evlilik hukuku erkeğe ancak "bireysel ya da toplumsal gereksinme" durumunda ve her birine karşı adil olması koşuluyla dört kadınla evlenme yetkisi vermektedir Mademki uygulama birden çok kadına karşı adil olunamayacağını göstermiştir, öyleyse her erkek ancak bir tek kadınla evlenmelidir.
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.