Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kendini Bilmek

İmam Gazali

Kendini Bilmek Gönderileri

Kendini Bilmek kitaplarını, Kendini Bilmek sözleri ve alıntılarını, Kendini Bilmek yazarlarını, Kendini Bilmek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ey ilahi sırları öğrenmek isteyen kişi!
Ruhun şerefini ve üstünlüğünü öğrendiğine göre simdi şunu bil ki sana o cevher-i nefisi (güzel cevheri/ruhu) verdiler ve onu mestur (gizli/örtülü) kıldılar. Ta ki sen onu dünya alâikinden kurtarasın, kemâline ve rahatına eriştiresin. Onun asıl saâdeti ve mutluluğu, ahiret yurdunda zâhir olur. Yani o dar-ı vuslatta öyle bir bekaya erersin ki onun fena bulması/yok olması yoktur. Öyle bir sefaya erersin ki onun cefası yoktur. Öyle bir sürura erersin ki onun üzüntü ve kederi yoktur. Öyle bir kadre rütbeye, güç ve itibara erersin onun acizi yoktur.
Gel şimdi birazcık insaf eyle! Senin bir hizmetçin ömrü boyunca sana itaat etse, yalnız bir gün senin emrine muhalefet edip karşı gelse -sen tek başına hiçbir şeye kadir olamayıp aciz iken ve o hizmetçi senden de daha iyi bir efendi bulmaya kadir iken yine de- onu dövüp kızarak kovmak istersin. Ya Allahu Teâlâ sana bunca nimetler ve bu kadar hizmetçiler vermişken -ve sana zerre kadar ihtiyacı yokken- sen kendi nefsini ma'bud (kulluk edilen) edinip de hevana tabi olarak Allahu Teâla'nın rizâ-y şerifini aramayı terk etmen ve seni yaratana, rızkını verene gece gündüz isyan etmen ve yine Allah'in düşmanına ve senin düşmanın olan şeytana itaat etmen neden/ne sebepten revâ (uygun) olsun?
Reklam
"Robbinin adını an ve ondan başkalarından ayrılarak (her şeyi bırakarak) yalnız O'na yönel.[IMuzzemmi, 8] buyurmuştur. Ve vine bu keşfin husûlü, Allahu Teâlâ'yı tam tevekkül edip halktan ümidi kesmekle olur. Nitekim Allahu Teâlâ ezeli kelamı olan Furkan-ı Azimi'nde şöyle buyuruyor: "O doğunun da batının da Rabbidir. Ondan başka ilah yoktur. O halde sadece O'nu vekil edin. Başkalarının söyleyeceklerine sabret ve onları güzel bir ayrılışla terk et, ayrıl." (Müzzemmil, 9-10) Bu ayeti kerimeler, insana riyâzet ve mücâhede tarikini öğretmektedir. Bu sayede gönül; dünya şehvetlerinden, halkın düşmanlıik yapacağı korkusundan ve zâhirî duyular ile meşgul olmaktan temizlenip daima Allah'u Teâlâ'yı müşahede etsin.
Bil ki övülmeye değer sıfatlardır bir nur, bir ışık gibidir. Bu güzel sıfatlar sende zuhur edince gönül aynasinda o masiyetterlerden hâsıl olan karanlık/kirli pas kalkar; safi ve mücella olur ve AllahuTeâla'nın nurunun ışığını kabul eder. iİahi nurun mazharı (zuhur ettiği yer)ve benim güneşimin doğduğu yer, (yani kalbim) Allah ile beraber olmuş olur.
Ne acı bir durumdur ki şayet kalp, padişahlık vazifesinde hata ederek aklı vezir edinmezse, bilakis bayraktar olan şehvete ve muhafız olan gazaba tabi olursa, askerler cümleten/hep beraber şehvet ve gazaba tabi olur. Bu durumda beden memleketi fesada uğrar ve ebedi bir hasaret (zarar ve ziyan) hâsıl olur. (Allah muhafaza)
Akıl, ruhun ışığıdır, lambasıdır. -Bu ışığın kaynağı ve lambasının elektriği kitab-u Allah'tır. Sadece akıl yeterli olsaydı kitap ve bu kitabı açıklayan bir Peygamber gönderilmesine gerek kalmazdı.
Reklam
Ruhun hakikatinin (aslının ve mahiyetinin) anlaşılması zordur. Bunun açıklanmasına şeriat/din izin vermemiştir. Sâlike, (tarikata girmiş kimseye) yolun henüz başında iken kalbin hakikatini bilmesi lazım değildir. Zira sâlike ilkin lazım olan şey mücahededir; din yolunda çalışma ve gayret göstermedir. Mücahede tam olarak hâsıl olduğu zaman Allahu Teâlâ kendi lütfu keremi ile ona bu ruhun hakikatini bildirir. Nitekim bir ayeti kerimede: “Bizim uğrumuzda mücahede edenlere, elbett yollarımızı gösterir ve ulaştırırız. Hiç şüphe yok ki Allah ihsan sahibi kullarla beraberdir." (Ankebut, 69} buyurmuştur.
Ey Aziz! Bir ruh daha vardır ki, ona"Hayvanî Ruh"derler. Bu bölünüp parçalanabilir. Bu ruh, hayvanlarda da vardır; ama marifetullahın mahalli olan, yani Allahu Teâla'yı tanıma yeri olan ruh, hayvanî ruh değildir. Marifetullahın mahalli olan ruha, "dil" (gönül) ismi verilir ve bu ruh, hayvanlarda yoktur. İşte, kendisine gönül denilen ruh, ne cisimdir ne de arazdır. Hiç şüphesiz ki bu ruh, meleklerin sıfatı üzerine (yani meleklerde bulunan sıfatlarla) yaratılmıştır bir cevherdir.
Ey aziz!! Ruhu bilmeye/tanımaya gayret et; çünkü ondan daha kıymetli bir cevher (yaratılmış öz varlık) yoktur. Ruhun aslı, Allahu Teâla'dan gelmiş ve yine ona dönecektir. Ruh, bu alemde sadece -manevi- ticaret ve ziraat yapmaya gelmiştir. Ruku (Gönlü-Kalbi) Tanımak __________________________________ Ey talib-i irfan olan kişi! Bil ki gönlü/ruhu tanımak ancak şunları bilmekle mümkün olur; 1- Ruhun varlığını, 2- Ruhun hakikatini (aslını ve mahiyetini), 3-Ruhun askerlerini (ordu ve yardımcılarını), 4- Ruhun bu askerler ile alakasını, 5- Ruhun sıfatını, 6- Ruhun sıfatı bilindiğinde Allahu Teâlâ'yı bilmenin nasıl hâsı| olacağını 7- Ruhun saâdetinin ne olduğunu ve buna ne zaman erişeceğini bilmek lazımdır.
Uysal hayvanların, yırtıcı hayvanların ve şeytanların sıfatlarından insanlara da konulmasının sebebi; insanın bedeni, bu sıfatlar sayesinde salaha (en iyi hale) erip ruha binek olmaya (ruhu taşımaya), elverişli bir hale gelsin ve bu sayede ruh, şu fani menzilde (dünyada) bu binek üzerinde marifetullah? gibi bir devlet kuşunu ve muhabbetullah gibi bir anka kuşunu avlayıp elde etsin, diyedir. Böylece ruh, bu gurbet diyarından üns makamına varınca: "Oraya selametle ve güven içinde girin" (Hicr, 46) teşrife ve "Onlara çok merhametli Rab tarafından bir 'selam' var" ,(Yasin, 58) ayetindeki tazim sırrına layık olsun diyedir. (iste bu ebedi selam ve selamet; havas/seçkin kullar için cemâlullahı görmektir.) Avam (umum halk) için ise, bu manayı cennete girmektir, diye tabir ederler/yorumlarlar. Bu -ruh ve nefisle alakalı- bilgilerden nasibi olmayan kimseye çok yazık! Bu kimsenin tarikinde büyük tehlike vardır. Rah- ı man (iman yolu) bu kimseye mesturdur/örtülmüş ve perdelenmiştir.
76 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.