Kerime
Bahadır YenişehirlioğluKerime Gönderileri
Kerime kitaplarını, Kerime sözleri ve alıntılarını, Kerime yazarlarını, Kerime yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Üstadım korkmak, korkutulmak, sindirilmek ve böylece itaati sağladığını düşünüp sonuç almak mümkün değil. Korkutarak yapılan işten hayır mı gelir? Neden korkulsun ki? Evlat babadan, kul Allah'tan neden korksun? Korku güçlü bir silah gibi görünür ama aslında içinde zayıflığı barındırır."
"Devletinin istediği gibi medeni oldun diyorum. Milli kimliğin sindirildi diyorum. Hem zeybek oynayacak hem de tango yapacaksın diyorum. Başınıza gelen bütün kötülüklerin kaynağının İslamiyet olduğuna karar vermişsiniz diyorum."
Sayfa 66Kitabı okudu
Cumhuriyet dönemi siyaseti hakkında,
"Artık milliyetçiliğin bir anlamda devletçiliğe dönüştüğünü ve devletçilik merkezinde bir ulusçuluk akımı yaratılmaya çalışıldığını görmüyor musun? Burada sorun şu: Bu ulusçuluk akımı milleti yeniden tanımlamaya, biçimlendirmeye, şekil vermeye kalkışıyor."
Sayfa 63Kitabı okudu
"İsmail Bey neden o zaman Türk ocakları'nı kapatıp Cumhuriyet Halk Fırkasını kurdular? Halkevlerini neden açtılar? Dananın kuyruğunun koptuğu yer burası... Mevzunun düğüm noktası.. Yapılmak istenen her şeyin bir üst boyuta taşınması... Bunu gören çok az insan var. Yapmak istediklerinin gerekçelerini, dinsizliğin temellerini hazırlıyorlar. Amaç da buydu zaten. Bu, direkt olarak yapılacak bir şey değildi. Amaçlarını bir süre rafa kaldırıp milleti yavaş yavaş manipule ettiler. Evrilmeliydi milliyetçilik ama istenen değerlerden arınmış bir yere..."
Sayfa 63Kitabı okudu
Türkçe ezan
Bundan sonra Protestan olacaksınız diyorum. İşte bunun sonucudur ezanın Türkçe okunması diyorum.
Sayfa 66 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
“Dinimiz ne diyor? ‘Korkutmayın, müjdeleyin. Zorlaştırmayın, kolaylaştırın.’
Sayfa 31 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Ünzile….
Kerime sessiz ve korkak… böyle yetiştirilmişti. Erkeklerden çekinmeliydi, ona bu şekilde öğretildi. Bu onun edebi olmalı ya da namus denen meselenin tam ortasında, aklının baş köşesinde bir fikir olarak daima durmalıydı.
Sayfa 9 - Timaş yayınlarıKitabı okudu
Sene 1932... Ezanın Türkçe okutulduğu karanlık zamanlar...
Anadolu'nun bir kasabasında yaşayan ürkek ve sessiz Kerime...
Babası Katip Efendi'nin doğru bildiği hatalar altında ezilen, korkarak köşelerine çekilen Kerime ve Nezihe...
Kızlarını kötülükten korumaya çalışırken onların duygularını bastıran onları köleleştiren ve bu yaptığını çok acı bir şekilde idrak eden bir baba...
Kitap Katip Efendi ve dört evladından izler taşıyor.
Ailenin küçük kızı Nezihe... Karşılıksız sevdası yüzünden gencecik canına acımadan kıyan Nezihe...
Mehmet... Bedelini ödeyemeyeceği günahlar altında ezilen ama her geçen gün daha çok günah çukuruna batan Mehmet...
Ve Kerime... Ailenin en çok susturulmuş, en çok bastırılmış büyük kızı Kerime... Baba evinde iliklerine kadar yaşadığı bastırılmış hissi koca evinde de peşini bırakmayan, ne çocuk olabilmiş ne kadın olabilmiş ne de anne olabilmiş Kerime...
Ve kitabın sonunda acı bir şekilde tüylerim diken diken varlığını öğrendiğim ailenin en büyük oğlu Bekir...
"Aşk beni şarapnel parçası gibi delip geçti. Tezgahlarda, iplikler arasında dokuyorum aşkımı ve yalnızlığımı. Bir o yandan, bir bu yandan renkli ilmikler atıyor, sonra topuzla vuruyor, kapatıp sıkıştırıyorum; bastırıyorum, göstermiyorum. Aşk ilmiklerimi aralarda saklıyorum. Ancak derin bakan biri, aşk acısı çeken biri görebilir ilmikler arasındaki aşkımı, aşkımın haykırışlarını, çığlıklarını..."
Sayfa 68Kitabı okudu
•
"Güneşim doğar mı bilmem?
Belki vadesi dolmuştur girdapların ve çığlıkların.
Hep var olacak değil ya balçık...
Yeşillenecektir ortalık, bayram sabahlarındaki gibi..."
•
•
On sekiz yıl aralıksız süren Arapça ezan ve kamet yasağı 1950'de Adnan Menderes hükümeti tarafından çıkarılan 5665 sayılı yasayla işte böyle kaldırılmıştı.
•