Tahtta oturan ulu kişi ayağa kalkıyor ve değişip, bildiğimiz biri olmaktan çıkıyor: Arkasında açılan şeyler artık meleğin kanatları değil, yarasanın bütün gökyüzünü karartan kanatları, ifadesiz gözleri kısılıp şaşılaşmış,
tacından boynuzları uç vermiş,
sırtındaki pelerin kayarak ortaya, kolları ve bacakları hayvan pençeleri gibi uzamış çıplak bir erdişi bedeni sergiliyor.