Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Birey ve Varoluş Üzerine

Kierkegaard

Gökhan Gürdal

En Yeni Kierkegaard Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Kierkegaard sözleri ve alıntılarını, en yeni Kierkegaard kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İsa ne bir profesör ne bir doğa bilimcisi ne de bir bilgedir İsa tanrının ta kendisidir
Kierkegaard'ın düşüncesinde çağının içerisinde yaşadığı hayli problematiktir, “sahtekâr”152 bir çağdır. Çünkü artık insanlar -tıpkı günümüzde olduğu gibi-bulundukları zamanda yaşamayı büyük bir nimetmiş gibi algılama eğiliminde olmakla birlikte kendilerini de çağın gerektirdiklerini yapmaya ve deyim yerindeyse modern olmaya adamış gibi görünmektedirler. Modernizmin Kierkegaard'ın dilindeki en yalın anlamı kişinin kendisini yaşadığı zamanda yitirmesi ve kendisini ait olduğu sınıf, topluluk, dernek, millet vs. gibi tanımlamalara dayanarak var etmeye çalışmasından ibarettir. Kierkegaard'ın neden Aydınlanmacı ve modernist fikirlerin karşısında yer aldığını da anlamak pek de zor değildir. Çünkü artık insanlar kendi tekilliklerinin farkında olmaktan çok kalabalığın, çoğunluğun, halkın arasında olmak yoluyla ona karışmayı yeğlemektedirler. Kierkegaard zamanındaki her şeyin artık bir politika haline dönüşmüş olmasından yakınır. En dürüst ve insanları gerçek anlamda seven bir politikacının bile dini pratiğe dönüştürülemeyecek denli ideal kabul ettiğinden yakınır!53 ve politikanın “sonsuz gerçeklikle” yani Hristiyanlıkla hiçbir ilgisinin bulunamayacagından bahseder
Reklam
Günahın insandaki psikolojik yansıması ise kaygıdır. Çünkü kaygıyı dünyaya getiren günahtır. “Günah kaygıya katıldı; fakat, kaygıyı da beraberinde getirdi."59 Kierkegaard için kaygı, günahın insandaki psikolojik belirtisidir. Bu bağlamda Kierkegaard'ın etraflıca ele aldığı günah kavramı da, Kierkegaard felsefesinde önemli bir kavram olarak göze çarpmaktadır. Günah da kaygı gibi insanın kaçamayacağı bir durumdur. Çünkü günah da tüm insanlar da bulunan varoluşşal içerikli bir yapıdır. Günah insanın doğasında bulunan bir öğedir. Kierkegaard, 'Kaygı Kavramı'nda ele aldığı günah kavramı bağlamında, günahın doğasını ve kökenini araştırırken, Adem'in ilk günahının (first sin) kalıtsal günah (original sinj| olarak görülüp görülemeyeceğini tartışır.
Evlilik çıkar ortaklığına, tensel doyuma dayanmaz, aşık olmaya dayanır. Evlilik aşkı tahrik etmez. Aşkta karşılıklı vaatler, sözler ne kadar akılcı olmasa da bu hayali ebediyet bile aşkı ahlakileştirir. İnsanların yaşadığı ilk aşk, onları evliliğe yönlendirir. Çünkü insan hayatında sadece bir kez sever. Aşk hem tensel, hem ruhsal hem de yüksek derecede varoluş niteliğine sahiptir. Evlilik de aynen böyledir ama aynı Zamanda daha fazlasıdır. Bunların dışında evlilik ebedidir. Bu ebediyet içinde kişi tensel olandan uzaklaştıkça evlilik estetik önem kazanır. Çünkü tenselliğin fazla olması daha çok hayvani içgüdü ile ilgilidir ve bu nedenle evliliğin çatısını ruhsallık oluşturur.” Evlilikte neden aranmaz. Kişi eğer bir amaç uğruna evlenirse bu evlilik, hem estetikten uzak, hem de ahlaksız olur. Eğer amaç gerçekleşmezse evliliğin ne anlamı olabilir. Böyle bir evlilik etik ve estetikten uzaktır. “Bir kızla aşktan başka bir nedenle evlenmek istemek, daima o kıza hakarettir.”4! Evliliğin estetik ve dini olabilmesi için nedene ihtiyacı yoktur. Evliliğin estetiği şudur: Tüm nedenleri gizlemesidir.*2
Dünyaya bir benliğe sahip olma yetileriyle gelen insan, bu özelliği ile varlığını tamamlama özelliklerine sahiptir, çünkü insan eksik bir varlıktır. Eksik varlığı tamamlamanın yolu ise kendini anlamlandırmak ya da bir benliğe sahip olmaktır. İnsanın varoluşunun tamamlanmamışlığı, belirsizliği ve insanın içinde bulunduğu durumu anlamsız olarak görmesi onu kaygı varlığı haline getirir.
"Yaşadığımız çağ esasen akıl ve tefekkür çağıdır; tutkudan yoksun, bir heyecanla parlayıp sonra uslu uslu tekrar istirahate çekilen bir çağ."
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
"... bunların isimleri belki tarihe geçecektir ama gerçekten kendileri mi idiler? Hayır, tinsel olarak ben'leri, her şeyi tehlikeye atacak ben'leri, Tanrı karşısında mutlak olarak ben'leri yoktu...ne kadar bencil olsalar da ben'leri yoktu."
Sayfa 130 - toplumca pohpohlanan kişilere ithafen.Kitabı okudu
Adem günahın mucidi değildir. O, yalnızca yaptığı eylemi nedeniyle yani yasaklanan şeye ulaşmak istediği için günah işlemiştir. O, günahı işledikten sonra kendi bilincine varır ve kendini bilir. Bu açıdan denilebilir ki, günah varolmak amacı taşıyan kişi için vardır. Günah işlemeyen kişi asla varolamaz.
Sayfa 97 - çünkü günah insanın tanrı'dan farklı olan yönüne işaret eder.Kitabı okudu
"Hayır dostum; dürüstlük, açık kalplilik, açıklık, anlayış, evliliğin yaşam prensibidir; bunlar olmaksızın evlilik çekici olmadığı gibi estetik de değildir. Zira, bu prensip olmaksızın aşkın birleştirdiği tensel ile ruhsal birbirinden ayrılır. Benim dünyamın en şevkat dolu birlikteliğini yaşadığım varlık, ruhsal açılardan da bana yakın olduğunda, ancak o zaman evliliği etik ve dolayısıyla estetik bakımdan çekicidir."
Sayfa 88 - etik aşamada evliliğe bakış.Kitabı okudu
"Evlen pişman olursun, evlenmezsen de pişman olursun, evlensen de evlenmesen de pişman olursun. Gül dünyanın bu garip haline, güldüğüne pişman olursun; göz yaşı dök, ona da pişman olursun. Gülsen de gülmesen de pişman olursun. Bir kıza güven, pişman olursun; güvenmesen de pişman olursun; güvensen de güvenmesen de pişman olursun. Kendini asarsan, pişman olursun, asmasan da pişman olursun; assan da asmasan da pişman olursun. Baylar, işte bu tüm pratik bilgeliğin toplamı. "
Sayfa 71 - kierkegaard'a göre estetikçinin durumu.Kitabı okudu
Reklam
"İstediğiniz her şeyi boşuna söyleyeceksiniz, ben sizin sisteminizin bir mantıki safhası değilim. Ben varım, ben hürüm. Ben benim, bir bireyim ve bir kavram değilim. Hiçbir soyut fikir benim kişiliğimi ifade edemez; geçmişimi, halimi(şu andaki durumumu) bilhassa geleceğimi belirleyemez, potansiyel mevcudiyetimi tüketemez. Hiçbir akıl yürütme beni, hayatımı, yapmış olduğum seçimleri, doğumumu, ölümümü açıklayamaz. O halde felsefe için yapılacak en iyi bir şey var, o da evreni rasyonalize etmekten vazgeçmek, dikkatini insan üzerinde toplamak ve insan varoluşunu olduğu gibi tasvir etmektir. Önemli olan tek şey budur, kalanı boştur. "
Protestanlık, kilise'nin hristiyanlık üzerindeki etkisini azaltmak ve insanları dinsel ilişkisinde tanrı ile baş başa bırakmak üzere yola çıkılan bir hareket iken, sonradan kendisi de bir şekilde kurumlaşmış ve kilise sahibi olmuştur.
"Eğer tanrı elinde bir sopayla etrafta dolaşsaydı, mikroskopun yardımıyla keşif yapan o ağırbaşlı insanların işi bayağı zorlaşırdı. Tanrı onlardan ve doğa bilimcilerinden ikiyüzlülüklerinin acısını döve döve çıkarırdı. Çünkü ikiyüzlülük doğa biliminin insanı tanrı'ya götürdüğü söylenerek yapılıyor. Elbette tanrı' ya götürür-daha üstün bir biçimde, o da haddini bilmezliktir."
Sayfa 51 - çok ilginç bir yaklaşım ya ahahha:)Kitabı okudu
Yani insanlar ve tek tek bireyler doğa bilimlerinden yalnızca yaşamının kolaylaşması açısından kısmi bir fayda sağlayabilir. Oysa ebedi anlamda sonsuz mutluluğun kazanılması için doğa bilimleri, yalnızca vakit kaybettiren ve insanın kendi varoluşunun farkına varması ve varoluşunun anlamını sorgulamaya başlamak yoluyla bir "ben" haline dönüşme çabasını engelleyen ve onun "ben" olma çabasına hiçbir şekilde yardımı dokunmayacak bir uğraştır.
Sayfa 47 - kierkegaard için doğa bilimleri insanın kendisini tekil bir birey olarak konumlandırmasının önünde bir engeldir.Kitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.