"Ben et sevmiyorum zaten" deyip, alınan şuncagizcik eti de çocukları yesin diye rol kesen anne babanın çocuğu olmak, oyuncak mağazaları önünde haddini bilmeyi sağlıyordu.
Annem ısrarcıydı.
Oyuncaklarla oynamanın bir zaman sınırlaması vardı ve süre dolunca hepsi çamaşır leğenine atilmaliydi.
Oyuncakların cehenemiydi o leğen ve ben bu cehennemin zebanisi olmamak için direniyordum.