En Yeni Kimya Sözleri ve Alıntıları
En Yeni Kimya sözleri ve alıntılarını, en yeni Kimya kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Biyolog olarak gizlenen kimyacılar
Biyoloji yarım yüzyıl önce, DNA’nın yapısı keşfedildiğin de (1953’te) kimyaya dönüştü. Büyük ölçüde bu keşiften kaynak lanan moleküler biyoloji, organizmanın işleyişine uygulanan kimyadır. Genellikle moleküler biyologlar olarak gizlenen kimya- cılar, yaşamı ve onun başlıca karakteristiğini, yani kalıtımı anla ma kapısını temel bir düzeyde aralamışlar ve böylece moleküler dünyanın büyük bölgelerini rasyonel incelemeye açmışlardır.
kendinize mevcut karanlığın aydınlığa üstün gelip gelmediği sorusunu sormaya davet ediyorum.
Eğer bir atom bir futbol stadyumu ebatına büyütülebilseydi, çekirdek bu stadyumun merkezindeki bir sineğin büyüklüğü kadar olurdu.
Atomların büyük oranda boşluktan ibaret olduğu yanılgısı...
Atomların büyük oranda boş alandan ibaret oldukları sık sık söylenir. Basitçe söylemek gerekirse bu doğru değildir. Elektronların bulutvari dağılımları, bir stadyumdaki ufacık sinek ebatına sahip çekirdeğin etrafındaki bütün boşluğu kaplar. Kuşkusuz bu bulut kısım kısım çok incedir ama yine de oradadır ve her yere nüfuz etmiştir. Bir atomun büyük oranda boş alandan ibaret olduğu iddiası; çekirdeğin etrafındaki elektronların ondan çok uzak mesafelerde hızla dolaşan küçücük, nokta benzeri geze genler gibi oldukları ve bu elektronların aralarında çok büyük boşlukların bulunduğu şeklindeki miadını doldurmuş düşünceden kaynaklanır. Kuantum mekaniği bu tasviri, açıklamakta olduğum bulutvari dağılımlarla değiştirir. Bulutlar kısım kısım çok incel melerine rağmen tüm boşluğu kaplarlar.
Doğanın reçetesi
Periyodik Tablo maddenin olağanüstü bir özelliğini, element lerin birbiriyle ilişkili olmasını gösterir. Bu tabloya artık o kadar aşinayız ki, bu özellik kolayca unutuldu. Ama bir de kendinizi tablonun formüle edilmesinden önceki bir dönemde hayal edin. Bu durumda gaz haldeki oksijeni ve katı haldeki sarı renkli kükür- tü biliyor olacak ancak bunların arasında bir ilişki olabileceğini tahmin etmeyecektiniz. Büyük ölçüde inert (atıl) olan gaz haldeki 23 peter william alkins azotu ve parlayan katı haldeki fosforu biliyor olacak ancak bunla rın ilişkili olduklarını düşünmeyecektiniz. Peki ya kırmızı bakır, parlak gümüş ve altın? Bunlar bir aile mi? Kesinlikle değiller! Hakikaten, farklı maddeler arasında aile ilişkileri olduğu düşün cesi bile tasavvur edilememişken, farklı madde biçimlerinin bile kardeş veya kuzen olmaları nasıl mümkün olmaktadır?Ne var ki Periyodik Tablo elementlerin gerçekten birbiriyle ilişkili olduğunu ortaya koymaktadır. Oksijen ve kükürt kuzendirler ve tabloda yan yana dururlar; azot ve fosfor da öyle. Bakır, gümüş ve altın aynı ailenin üyeleridir ve birlikte aşağıya doğru uzanır. Onların çok farklı görünüşleri yüzeysel farklılıklardır çünkü katıl dıkları reaksiyonlar ve oluşturdukları moleküller araştırıldığında, bu akrabalar arasında derin benzerlikler olduğu ortaya çıkar. Bu benzerlikler atomlarının yapılarından kaynaklanır ve onlan anla mak için şimdi bu atomlara dikkat vermemiz gerekmektedir.
Biyoloji tümüyle kimyanın bir ayrıntısıdır...
Kimya kendi açıklamaları için fizikten (ve nicel formülasyonu için fizik üzerinden matematikten) yardım alsa da, en sıradışı uygu lamalarının çoğunda biyolojiye başvurur. Bu şaşırtıcı olmamalı çünkü biyoloji tümüyle kimyanın bir ayrıntısıdır. Biyologlar bu açık lamaya, ki bu sosyolojinin parçacık fiziğinin bir aynnusı olduğunu iddia etmek gibi
Kimya ciddi ölçüde fizikçiler tarafından geliştirilen çeşitli kavramlara dayanır (Bunun karşılığında biz kimyacılar onlara içeriği açığa çıkarılacak nesne yi sağlarız). Tüm bu alışveriş içinde iki büyük alım vardır. Bunlardan biri münferit atomların ve bunların atomaltı bileşenle rinin davranışlarıyla, diğeri ise yığınla, yani bir sürahi su veya bir demir bloğu gibi fiziksel olarak büyük madde biçimleriyle ilgili dir. Daha teknik olarak ifade etmek gerekirse, bunlar sırasıyla mikroskobik ve makroskobik dünyalardır.
Kimyadaki anahtar fikir, bir madde diğerine dönüştüğü zaman atomların kendilerinin değişmeyip sadece partnerlerini değiştirdikleri veya yeni dizilişlere giriştikle ridir. Kimya tamamen boşanma ve yeniden evlenmeyle ilgilidir.
Kimya, şeylerin nasıl olduklarını göstererek maddenin özüne iliş kin içgörü sunar. Bir kimyacı bir gülü inceleyip onun neden kır mızı olduğunu ve bir yaprağı inceleyip onun neden yeşil olduğu nu anlayabilir. Bir kimyacı camı inceleyip onun neden kırılgan olduğunu ve bir kumaşı inceleyip onun neden esnek olduğunu anlayabilir. Doğanın güzellikleri hiç kuşkusuz bu içsel bilgi olma dan da deneyimlenebilir, tıpkı müziğin keyfinin analiz olmadan çıkarılması gibi. Ancak tüm biçimleriyle maddenin özelliklerine ilişkin kimyanın sunduğu bu içgörü, eğer durum uygunsa tatbik edilebilir ve böylece daha büyük bir keyif elde edilebilir.
Gündelik hayatın parçası olup da kimya tarafından tedarik edilmeyen veya onun ürettiği malzeme lere dayanmayan bir madde neredeyse yoktur. Kimyayı ve onun işlevsel kolu olan kimya endüstrisini ortadan kaldırın; metalleri ve diğer inşaat malzemelerini, hesaplamanın ve haberleşmenin yarıiletkenlerini, ısıtma yakıtlarını, enerji üretimi ve iletimini, giysilik ve döşemelik kumaşları ve ışıltılı, renkli dünyamızın yapay pigmentlerini ortadan kaldırmış olursunuz. Kimyanın tarı ma olan katkılarını ortadan kaldırın; insanların ölmesine izin vermiş olursunuz. Çünkü kimya endüstrisi azalan tarım toprakla rının artan nüfusu desteklemesini mümkün kılan gübreleri ve böcek ilaçlarını sağlamaktadır. Kimyanın farmasötik kanadını ortadan kaldırın; anesteziklerin ve ilaçların yok edilmesi sonucu ağrıya izin vermiş ve insanları iyileşme ihtimalinden yoksun bırakmış olursunuz. Hiçbir kimya ürününün (saf su dahil) olma dığı bir dünya düşünün: Bronz Çağı’nın öncesine, Taş Devri’ne geri dönmüş olursunuz. Hiçbir metal yok, odun hariç hiçbir yakıt yok, hayvan derisi hariç hiçbir giysi yok, otlar hariç hiçbir ilaç yok, parmaklarınız hariç hiçbir hesaplama yöntemi yok ve ilave ten çok az yiyecek var.