Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türklerin ve Büyük Bozkırın Kadim Tarihi

Kıpçaklar

Murad Adji

Kıpçaklar Gönderileri

Kıpçaklar kitaplarını, Kıpçaklar sözleri ve alıntılarını, Kıpçaklar yazarlarını, Kıpçaklar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gelenekler de, milletler gibi ölmez. Ancak hatıralar ölür.
Türkler, Büyük Kavimler Göçü boyunca hiçbir halkı egemenlikleri altına almamıştı ve hiçbir devleti gasp etmemişti. Onlar sadece yeni topraklara yerleşiyorlar ve oralarda kendi şehirlerini kuruyorlardı.
Reklam
434 yılında Atilla, döneminin en büyük devletlerinden biri olan Deşti Kıpçak Devleti’nin tahtına oturmuştu. Atilla, Çinlilerin hayran kaldıkları bir devlet teşkilâtının başına geçmişti. Bu bilgiler kitaplarda ve resmî belgelerde mevcuttur. Demek ki, Atilla’nın yönettiği bir “kabileler odağı” değil, aksine bütün dünyanın tanıdığı güçlü bir devletti.
Saksonya, Bavarya, Savoya, Katalonya, Bulgaristan, Sırbistan, Hırvatistan, Çek, Polonya, Macaristan, Avusturya, İngiltere, Litvanya… Onları da Türk-Kıpçaklar kurmuşlardır. Bu devletler Atilla’nın ülkesinden başlamıştır. Altay dağlarına benzeyen muhteşem dağlara da Atilla’nın Alp’ i diyorlar. Şimdiki adıyla Etsel Alp’i. Avrupalılar, Türk başbuğunun adını bu kadar değiştirmişler.
Romalılar, bilinçli olarak Kıpçaklara farklı adlar veriyorlardı; onlar Atilla isminin telâffuz edilmesine bile tahammül edemiyorlardı. O zamanlardan itibaren Kıpçaklar hakkında, sadece “halklar kalabalığı” veya Atilla’nın topladığı “Hunlar” diye söz edilmektedir.
Yunanlar da Romalılar da hamamı henüz bilmiyorlardı. “Banya”, yani hamam Türklerin keşfi idi. Bu kelime de Türk kökenlidir. “Buğ” ve “ana” kelimelerinden oluşan bu söz, başka bir deyişle “buğun anası” anlamına gelmektedir.
Reklam
O dönemde Avrupalıların kaşık çataldan haberleri bile yoktu. Onlar “hayvanca” olmayan bir tarzda(!) yemeği elle yiyordu. Meselâ, zengin bir Yunan, evinde hizmet eden erkek Arap çocukları çalıştırır ve yemekten sonra yağlı ellerini onların sert saçlı başına silerdi.
Roma' ya güzel cevap olmuş
Hayvanca” yemek nasıl yenilebilir? Çok basit. Türklerin kullandıkları gibi kaşık, bıçak veya çatalla yiyerek. Türklerde bıçak her zaman bir kapta hançerin yanında bulunuyordu. Ayrıca yemekten önce kuman (ibrik) yardımıyla ellerinin yıkanması ve sonra havluyla kurutulması gerekiyordu “hayvanca” yemek için. Bu kadar.
Fiilî savaşta Kıpçaklara yenilen Roma, bu defa gizli soğuk savaşı başlatmıştı. Bu savaş asırlar boyunca sürdü. Türkleri sonraki nesiller önünde küçük düşüren ve onların, “hayvanca” yemeğini yiyen çirkin ve yabanî göçmenler imajını zihinlere nakşetmişti…
Hram – Türkçe “haram” kelimesinden gelmektedir. “Hram” kelimesi şimdi Rusça’ da “tapınak” anlamında kullanılmaktadır. Bu durumda “ a” harfi Rus fonetik kaidelerinin özelliği olarak düşmüş. (Çeviren)
Reklam
Putperestler için, Türkler sanki başka gezegenden gelmiş gibi görünüyorlardı. Türklerin her şeyi daha güzel ve daha iyi idi. Dolayısıyla Doğu’ da Altay “Aden”, yani “dünya cenneti”; millet ise “Ari” olarak adlandırılmıştır. Hindistan’da Şambhkala adı gibi bu ad da Türklerin vatanları için en az bin yıl ifade ve telâffuz edilmiştir; süvariler için yeni efsaneler yazılıyordu.
Eski Türklerde nehir ile, başka bir deyişle, su kavramı ile çok şey ifade edilmektedir. Meselâ, yeni doğmuş bir bebeği nehrin buz gibi soğuk suyuna daldırıp çıkartıyorlardı. Bebek hâlâ yaşıyorsa sağlıklı demekti; değilse kimse fazla üzülmüyordu. Millet sağlığını buna borçluydu! Güçlü anlamına gelen “Türk” kelimesi buradan gelmiş olamaz mı?
Demek ki, dağların, nehirlerin ve göllerin adlarını, yani coğrafî adları inceleyerek, bir millet hakkında çok şey öğrenebiliriz. Bu da bir ilimdir. Bu bilim dalına Toponimi denilmektedir. Bu alandaki uzmanların sayısı bir elin parmaklarından biraz fazladır. Çünkü, bu alanda çalışan bir bilim adamının tarih, coğrafya, dil ve etnografya gibi ilimlerde derin bilgilere sahip olması gerekir. Hemen hemen her şeyi bilmek zorundadır.
Gerçekten antropoloji mucizeler yaratan bir bilim dalıdır. İnsan portrelerinin tam ve doğru oluşu, çalışmanın mükemmelliğini gözler önüne sermektedir. Meselâ bilgin, mazideki ünlü kişilerin bazı tasvirlerini yeniden canlandırdı. Meselâ, Rus çarı İvan Groznıy, amiral Uşakov, büyük Türk hakanı ve astronomi bilgini Uluğbek’ in portrelerini yeniden yaptı.
Çinlilerin uydurduğu elementler
Vak’anüvislerden biri Türklerin maymunlara benzediğini yazıyor. Başka bir karşılaştırma unsuru bulamadığından yazmış olabilir. Kendince güney Çin’ de yaşayan mavi maymunlarla gök mavisi gözlere sahip Türkler arasında bir çağrışım unsuru bulmaktadır.
28 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.