Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kırık Kanatlar

Halil Cibran

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
İnsanlar, hakkımda istediklerini söyleyebilir, çünkü ölümün tırpanını görmüș bir ruh, hırsızların yüzlerinden korkmaz; başının üstünde parlayan kılıcı ve ayaklarının altında akan kanı görmüş bir asker sokaklarda çocukların attığı taşlardan kaçmaz.
Ayrılışım Adem'in Cennetten kovuluşu gibiydi, ama gönlümün bütün dünyayı Cennet'e çevirecek olan Havva'sı yanımda değildi. Tekrar doğmuş olduğum o gece ölümün nefesini ilk kez hissettim. Güneș böyle canlanır ve sıcaklığıyla kırları kavurur.
Reklam
Bülbül, yavruları köle olmasın diye yuvasını altın kafes içine kurmaz.
"Gökyüzü açık, deniz sakin, kıyıda tekne hazır; yolculuğu engelleme. Bırak da bedenim dinlenenlerle dinlensin; düşlerim sona ersin, ruhum șafakla uyansın; bırak da ruhun ruhumu kucaklayıp bir umut öpücüğü versin; bedenimin üstüne tek damla bile keder ve acı yașı düşmesin ki çiçeklerle çimenler ondan beslenmeyi reddetmesinler. Keder yaşlarını ellerime dökme, yoksa mezarımda dikenler bitebilir. Alnıma acı çizgilerini çekme, çünkü rüzgar eserken onları okursa kemiklerimin tozlarını yeșil çayırlara taşımak istemeyebilir. Yașadığım sürece seni sevdim, çocuğum, öldükten sonra da seveceğim, ruhum her zaman seni gözetip koruyacak."
Bir hafta geçmişti. Selma'nın aşkı tek eğlencemdi, geceleri benim için mutluluk şarkıları söylüyor, yaşamın anlamını ve doğanın sırlarını açıklamak için şafakta uyandırıyordu. Kıskançlıktan uzak, zengin ve ruha asla zarar vermeyen bir aşktı o. Ruhu bir mutluluk banyosunda yıkayan derin bir sevgiydi, doyurulduğunda ruhu cömertçe dolduran bir sevgiye duyulan açlıktı; ruhu sıkıntıya sokmadan umutlandıran, dünyayı cennete, yaşamı tatlı ve güzel bir düșe çeviren bir duyarlılıktı. Sabahları kırlarda yürürken doğanın uyanışında sonsuzluğun emarelerini görür, deniz kıyısında oturduğumda sonsuzluğun șarkısını söyleyen dalgaları ișitirdim. Sokaklarda yürüdüğümde gelip geçenlerin görüntüsünde ve çalışanların hareketlerinde yaşamın güzelliğini ve insanlğın ihtişamını görürdüm. O günler hayaletler gibi geçti, bulutlar gibi yok oldu ve kısa bir süre sonra bana keder yüklü anılardan başka hiçbir şey kalmadı. Baharın güzelliğini ve doğanın uyanışını seyrettiğim gözlerim fırtınanın öfkesinden ve kışın sefaletinden başka bir șey göremez oldu. Daha önce keyif içinde dalgaların șarkısını dinleyen kulaklarım artık sadece rüzgarın ulumasını ve denizin uçurumlara öfkesini işitebilir hale geldi. Hayal kırıklığı ve başarısızlık insanlığın yorulmak bilmez gücünü ve evrenin şanını gözleyen ruha eziyet etmeye bașladı. Hiçbir sey o aşk günlerinden daha güzel ve hiçbir șey o korkunç keder gecelerinden daha acı değildi.
Zindanının parmaklıklarını kırabilecekken bunu yapmayan baskı altındaki mahkum korkaktır.
Reklam
Açıkçası, bu görüşe katılmıyorum.
Aşkın uzun süren arkadaşlıktan ve azimli kurlardan sonra geleceği düşüncesi yanlıştır. Aşk ruhsal bir yakınlığın ürünüdür ve o yakınlık bir anda kurulmazsa, yıllar hatta çağlar sonra bile kurulmaz.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.