Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Memleket Yazıları -2-

Kırk Yıl Evvel Kırk Yıl Sonra Anadolu'da

Refik Halid Karay

Kırk Yıl Evvel Kırk Yıl Sonra Anadolu'da Gönderileri

Kırk Yıl Evvel Kırk Yıl Sonra Anadolu'da kitaplarını, Kırk Yıl Evvel Kırk Yıl Sonra Anadolu'da sözleri ve alıntılarını, Kırk Yıl Evvel Kırk Yıl Sonra Anadolu'da yazarlarını, Kırk Yıl Evvel Kırk Yıl Sonra Anadolu'da yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nazilli İstasyonu'nda -burası fabrikasından dolayı en kalabalık, hareketli bir tren durağıdır- bir köy ressamiyle tanıştım. Tablolarını bekleme yerinde sergilemiş, satıyordu. Bu resimler cam üstüne yapılmış, altlarına beyaz kağıt yerleştirilerek paspartuya geçirilmişti. Hepsi de din mevzuunu ele almıştı. Mesela bir tanesinde İsmail'e, tam oğlunu boğazlayacağı sırada gökten kurban inişini tasvir ediyordu. Öbürü daha cüretli bir mevzu: Hazreti Muhammed Aişe'nin dizine yatmış, evinde uyuyor; odada misafir mi, yoksa zevcat-ı-tahire mi, kim oldukları bilinmeyen beş kadın daha oturmakta, hayran hayran peygamberin veçhine bakmaktadırlar. Yolcular durup durup o tabloları aynı hayranlıkla seyrediyorlar. Görüyorsunuz ki müslümanlıktaki resim yapma, hele peygamberimizi fırça ile tasvir şekline getirme yasağı kendiliğinden kalkmış. Tabloları köylülerle kasabalılar satın aldıklarına ve duvarlarına astıklarına nazaran köy imamları ve eski sarıklılar ahkam çıkarmaya artık kalkışmıyorlar.
Laiklik rejiminin ilk eseri yahut tepkisi köylerde cami merakı olmuş. Vaktiyle, kırk sene evvel köylü cami bakımını ihmal ederdi; uzaktan köye baktınız mı, cami itinası dikkati pek çekmezdi; içleri temiz de tutulsa dışına fazla ehemmiyet verilmezdi. Şimdi köy mescitleri birbirleriyle müsabaka edercesine içten, dıştan mamur halde. Minareleri, şerefeleri, külahları, damları, duvarları, kiremitleri ekseriya pırıl pırıl. Camisiz köy yok gibi... Eskiden mescit yapılmamış olanlarda da yepyenileri yükselmiş; müşrif-i-harab olanları ise iyice tamir görmüş.
Reklam
Kırk yıl sonraki iyi farklar ve yenilikler arasında, resim işine milli bir inkişaf olarak birinci planda yer ayırmak lazım geldiğini izaha hacet yok. Asırlarca hüsnühat ve tezyini sanatlarla iktifa etmek mecburiyetinde kalan kız ve erkek halk çocuğu şimdi, zaten cevherinde bulunan bir kabiliyeti artık muvaffakiyetle resim sahasında da gösteriyor. Bizi milletlerarası güzel sanatlarda galiba edebiyat, heykel vesaireden önce resim meşhur edecek.
Peki, bu güzel köyde herkes Demokrat Parti'den, hükümet muhalifi mi idi? Meydanı tamamen boş bulmuşlardı da iktidardakileri ulu orta yeriyorlardı? Hayır, efendim. Köyün belki de yarısı CHP'li idi. Onlar ne yapıyordu? Biraz ötedeki kahvelerinin önünde, hatta bazısı aramızda sükunetle oturuyor, dinliyordu. Sanki beş asırlık siyasi bir terbiye devresi geçirmiş, kelam hürriyetine nesillerdir alışmış, tamamıyla olgunlaşmış bir memlekette idik. Kimse birbirine yan bakmıyordu; "onlar da söylesin, haklarıdır, demokrasi böyle icap ettirir" diye düşünen mütekamil insanlar arasında bulunduğumu hayatımda ilk defa anladım. Hayret ve hayranlık içindeyim.
Otobüs şoförlerinin bir merakı da oturdukları bölmeyi süslemek. Amerikan mecmualarından kesilmiş plaj kıyafetinde kadın resimleriyle bekar odası duvarlarını andıranlar olduğu gibi Arap harfleriyle basılmış biçim biçim dualarla tekkeye çevrilmişleri de çok.
Reklam
Hürriyet!
Otobüslerde konuşulanları dinlerken o bölgenin vaziyeti hakkında aydınlanmak mümkün. Şuna dikkat ettim ki, fikrini korkusuzca açıklamak, yani tenkid ve şikayetleri pervasızca ortaya atmak gibi mühim bir fark hasıl olmuş. Eskiden -belki de dört yıl evvel- aynı yolcular bu derece cesaretle fikir beyan edemezlerdi; ihtiyatla konuşurlar; kelimelerini tartarlardı. Şimdi memurdan, polisten, hafiyeden ve sorguya çekilip başlarına iş açılmasından pervaları kalmamış. Politika bile yapıyorlar, muhalif olduklarını açığa vurmaktan çekinmiyorlar. Hür bir muhit içindeyim, hoşlanıyorum. Eski ile yeni zaman arasında en belirgin, hatta en üstün fark budur.
Fikrimce Anadolu'nun her yerinde emsalini ziyaret ettiğimiz kız enstitüleriyle akşam sanat okullarında dikiş, yemek, ev idaresi, şapka ve çiçek dersleri arasına kadın berberliğini de sokmak faydalı olacak. Zira bu hüner umumi ihtiyaçlardan birini karşılamaktadır.
Çöküş dönemi
Anadolu kasabaları yüksek tahsil yapmış evlatlarının yüzlerini bir daha nadiren görüyor.
Hürriyet ilan edilince çoğumuzda iki merak belirdi: Biri seyahate çıkmak, öbürü silah satın almak.
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.