Kırmızı Hap acayip bir kitap, geniş bir fikir yelpazesi var, çok beğenerek okudum. Anlatıcı yazar kazandığı bursla özgürce çalışabilmek için Berlin'in Wannsee banliyösüne gider .Fakat oraya gittikten sonra işler istediği gibi gitmez. Arzu ettiği izole çalışma ortamını bulamaz. Yürüyüşler yapıp Mavi Yaşamlar adlı bir polisiye dizisi izlemeye başlar. Yaptığı yürüyüşler sırasında Heinrich von Kleist'in mezarından geçer.
Anlatıcının,çalışan Monika adlı kızla ettiği sohbeti anlattığı satırlarda kendimizi Doğu Almanya'da buluyoruz. Oranın duvarlar arkasındaki baskıcı gerçekliği, yapılan ötekileştirme,farklı olanın maruz kaldığı hoşgörüsüzlük,zulüm tüylerimi diken diken etti. Sonrasında Doğu Almanya'nın yıkılışı, geçmişin lanetli bir hayalet gibi Monika'yı takip edişi çok güzel verilmişti.
Daha sonra Yazar'ın Mavi Yaşamlar dizisinin yaratıcısı ile tanışması ile hayatı bambaşka bir yere savrulur. Bulanıklaşan bir zihin, kaygılı bir adam, sürekli beyni ele geçirmeye çalışan şüpheler, endişeler...
Ayrıca göçmenlik, mültecilik,ırkçılık,insan hakları, ötekileştirme gibi konulara parmak basan metni, yazarın üslubunu çok beğendim.
Eserde medyanın gücüne dair de çok şey buldum. İnsana kendini ,yaşadığı dünyayı sorgulatan satırların derinliği çok güzeldi. Ayrıca bana Kleist okuma isteği uyandıran, derin ve zengin bu eseri keşke herkes okusa.
