Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kış Yolculuğu

Selçuk Baran

En Eski Kış Yolculuğu Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kış Yolculuğu sözleri ve alıntılarını, en eski Kış Yolculuğu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Öylesine istediğim halde bir türlü yaşamaya alışamadım. Nasıl yaşanacağını bilmiyordum., yaşamak nedir hiç öğrenmemişim meğer."
Sayfa 15 - Türkân Hanım'ın ÖlümüKitabı okudu
"Bir insanı tanımak, geçici bir süre için de olsa onu sevmek, sevilmek, hatta ihanete bile uğramak... Bir çocuğun elinden tutmak, yaşlı bir kadın yolda karşıdan karşıya geçerken ona yardım etmek... Gecenin geç bir saatinde sokağa fırlayıp dondurma ya da köfte yemek... Yağmurda ıslanmak, kar altında yürümek... İnsan bunları tatmak için yaşar. Hep bu tad alma anını bekler. Ama hiç bir zaman gerçekleştiremez. Gerçekleştirme olasılığı zaman geçtikçe daha da azalır. Sonra can sıkıntısı denilen baş belâsından kurtulmak için her çareye başvurduğu kısır dönem gelir çatar. Pek uzun süren, belki de taa ölünceye dek süren o kısır dönem... Politik bir bağlantısı olmayan herkes yalnızdır; güvensiz ve sanki işsiz güçsüz gibidir."
Sayfa 17 - Türkân Hanım'ın ÖlümüKitabı okudu
Reklam
"Dostlukların en güzeli, insanların yalnızca yan yana oturmaktan bile tat aldıkları, gerektiğinde susuşların da değerlendirebildiği ilişkilerdir."
Sayfa 24 - Türkân Hanım'ın ÖlümüKitabı okudu
"Hayat deyince ne duyuyorsun? Sevinç mi, saygı mı, mutluluk mu? Korkuyu da unutma. İnsanlar yalnızca ölümden değil, yaşamaktan da korkarlar. Hayatı bilmedikleri için korkuyorlar. Ölüm korkusu da bilmemekten ileri gelen bir korku. Prens Hamlet'in söylediği gibi işte. Kısacası yaşamaktan da ölmekten de korkuyor insanlar. Hem ben salt doğal bir olay olarak ölümün kendisiyle ilgiliyim. Doğal bir olay... Şu yağan yağmur gibi.”
Sayfa 27 - Türkân Hanım'ın ÖlümüKitabı okudu
“Ben insanları sevmiyorum. Bunu rastgele de söylemiyorum. Uzun uzun düşündüm. Gerçekten sevmiyorum. Yaşayışları ilgilendirmiyor beni. Şimdiye değin tanıdıklarıma, ne yapıp ettiklerini sorduğumu gördün mü hiç? Aptalca yakınmalarını, kısır isteklerini, gerçekleştirmeye uğraştıkları şeylerin zavallılığını, küçüklüğünü... Düşündüm, çok düşündüm. Sonunda insanların hiç değilse haklı olmaları gerektiğine karar verdim. Kötülük, budalalık, şımarıklık yaparken, türlü hesaplar, cimriliklerle kendilerinin ve başkalarının hayatlarını kısırlaştırırlarken bile haklı olmaları gerekirdi. Masum bir genç kızın yüreğini incittiklerinde bile. Başkalarını ölüme, açlığa, yalnızlığa, türlü acıları çekmeye bıraktıklarında da... Hiç değilse haklı olmalıydılar. Evrensel bir haklılıktan söz ediyorum, -ne diyorsunuz adına, gâvurca bir sözcük vardıevet, metafizik bir haklılıktan... İnsanlar haklı değillerse eğer neden yaşıyorlardı, hem de hiç ceza filan görmeden? İnsanları haklı çıkaran bir tek durum saptadım: ölüm. İnsanlar öldüklerine, ölüp gittiklerine göre haklı olmaydılar. Bu yüzden ölümlerine ilgi gösterdim: Aptallıklarını, kıyıcılıklarını, adam sendeciliklerini, cimriliklerini aklayan tek özürlerine senin anlayacağın...”
Sayfa 28 - Türkân Hanım'ın ÖlümüKitabı okudu
"...büyük kentlerde oturanları iyi tanırım. Oralarda insan kibar olmak zorundadır. Ama köylük yerde ikram içtendir. Sizi anlıyorum. Çünkü buradakilerin davranışlarına ilk zamanlar ben de ayak uyduramamıştım. Hep hata yapmaktan, karşımdakine yük olmaktan, onu incitmekten korkardım. Oysa hata yapmak, yanlış anlaşılmak korkusu kent yaşamının gerektirdiği bir şeydir. Ya da uygar kişinin kendini eleştirme alışkanlığını edinmesinin doğurduğu kaçınılmaz bir rahatsızlık... Oysa köylü özeleştiriden yoksundur. O, geleneklere boyun eğer yalnızca; öyle ki, gelenek ikinci bir karakter oluşturmuştur onda. Bir bakıma korkunç hesaplıdır köylü; ama bu hesapta yaltaklanmanın, özentinin yeri yoktur. Gelenek bu yararsız şeyleri buyurmaz insana; çünkü gelenek mantıklıdır.”
Sayfa 57 - Temmuz, Ağustos, EylülKitabı okudu
Reklam
Jean-Paul Sartre
"Durmadan kendini anlatır acı, çünkü kendi kendine yetmediğini duyar. Oysa onun ideali susuştur."
Sayfa 58 - Temmuz, Ağustos, EylülKitabı okudu
"İçindeki bütün kitapları yakmalısın." Bu cümlenin altını çizeli on iki yıl oldu. On iki yıldır ne içimdeki ne dışımda hiçbir kitap yakmadım. Tersine, kitaplara gömüldüm; boğulacak, soluk alamayacak kadar. Ama sanki Gide içindeki kitapları yaktı mı bakalım? Başarabildi mi bunu? "Bütün kitapları yaktığımız zaman..." "Kardeş gibi sevilir kimileri, Bizden temiz, Bizden iyi yaşamış kardeşler gibi..." İşte bu yüzden bırakamam kitapları... Benden iyi, benden temiz kardeşlerimi sevmek uğruna!..
Sayfa 59 - Temmuz, Ağustos, EylülKitabı okudu
"İnsanları yargılamak Tanrının işidir, der; o da bağışlayıcıdır. Tanrı bağışladıktan sonra bizlere söz düşmez. (...) Hem o, insanları didiklemekten daha önemli işlerle uğraşır. Öyle bir yaşam düzenlemiştir ki, kötülük uzaklarda yankılanan bir gök gürültüsüdür sanki; işine kendini kaptırdığında duymaz bile.”
Sayfa 64 - Temmuz, Ağustos, EylülKitabı okudu
"Her şeyi unutuyoruz. Yaşanan gerçeği kayaya, çamura, beze kazmayı bilmediğimiz için mi? Yeterince sanat yapıtı verilmediği için mi?"
Sayfa 90 - Kış Yolculuğu Okutucu notu: Daha kötüsünü yaptım. Naptım biliyor musunuz Reis Bey? Tuttum anılarıma kazıdım.Kitabı okudu
Reklam
"Hâlâ insan, insanlık diyebiliyordu. Bu konuda kuşkusu yoktu. Ve acıya, acı çekmenin gücüne inanıyordu. Oysa ben her insana, insan diyemiyorum. Bazan insan diyemediklerimin içine kendimi de katmam gerektiğine inanıyorum. Gazetelerin birinci sayfalarındaki ölüm haberlerinin bir kısmı sizi çok fazla üzüyor, bir kısmını ilgisizlikle okuyorsanız; hele hele ilgisizlikten de öte, sevinç duyan insanlarla aranızda gene de çaresiz bir beraberlik varsa, o zaman her şeyden kuşku duymaya başlarsınız. O zaman iki kadından birini -aralarındaki açık seçik ayrıma karşın seçmeyi bile beceremezsiniz; bu, iki yaşam biçiminden birini seçmek anlamına gelse bile. Çocuklarınızın hüznüne kayıtsız kalırsınız. Başarmak başaramamak, istemek istememek önemini yitirir. Yitirilecek hiçbir şeyiniz kalmamış olsa bile gene korkarsınız. İki adım ötenizdeki kalın, yoğun, sessiz sisten korkarsınız. Sis, oradadır ve vardır; hiç kalkmayacaktır. Bildiğiniz, emin olduğunuz tek gerçek odur."
Sayfa 91 - Kış YolculuğuKitabı okudu
"Söylesene, sen de sevmeyi biliyor musun? Hiç yargılamadan, sevgini başka bir şeyin buyruğuna, hizmetine vermeden sevmeyi..."
Sayfa 97 - Kış YolculuğuKitabı okudu
1.404 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.