و الكوكب ضعيف يغلبه الصبح.
و القمر ضعيف تغلبه الشمس.
و الشمس ضعيفة يغلبها الليل و يغلبها الغيم.
و لا ينصرني الكوكب لأنه ضعيف.
و لا ينصرني القمر لأنه ضعيف.
و لا تنصرني الشمس لأنها ضعيفة.
و ينصرني اللّٰهُ.
لأن اللّٰهَ حي لا يموت. و باق لا يغيب. و قوي لا يغلبه شيء.
Yıldız zayıftır, sabah onu yener/ona galip gelir.
Ay zayıftır, güneş onu yener/ona galip gelir.
Güneş zayıftır, gece onu yener/ona galip gelir ve bulut da onu yener/ona galip gelir.
Yıldız bana yardım etmez, çünkü o zayıftır.
Ay bana yardım etmez, çünkü o zayıftır.
Güneş bana yardım etmez, çünkü o zayıftır.
Allah bana yardım eder.
Çünkü Allah hay'dır (canlıdır), ölmez. O bâki'dir (kalıcıdır), kaybolup gitmez. O kuvvetlidir, hiçbir şey O'nu yenmez/O'na galip gelmez.
و قال إبراهيم لإسماعيل:
*إني أرى في المنام أني أذبحك فانظر ماذا ترى* [سورة الصافات: ١٠٢]
*قال يا أبت افعل ما تؤمر ستجدني إن شاء اللّٰهُ من الصابرين* [سورة الصافات: ١٠٢]
و أخذ إبراهيم إسماعيل معه و أخذ سكينا...
İbrahim, İsmail'e şöyle söyledi:
*Yavrucuğum, rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm; düşün bakalım görüşün ne olacak?* [Sâffât Sûresi: 102]
*Dedi ki: Babacığım, sana buyurulanı yap; inşallah beni sabredenlerden biri olarak bulacaksın.* [Sâffât Sûresi: 102]
İbrahim, beraberinde İsmail'i ve bıçağı aldı...
و الكوكب ضعيف يغلبه الصبح.
و القمر ضعيف تغلبه الشمس.
و الشمس ضعيفة يغلبها الليل و يغلبها الغيم.
و لا ينصرني الكوكب لأنه ضعيف.
و لا ينصرني القمر لأنه ضعيف.
و لا تنصرني الشمس لأنها ضعيفة.
و ينصرني اللّٰهُ.
لأن اللّٰهَ حي لا يموت. و باق لا يغيب. و قوي لا يغلبه شيء.
Yıldız zayıftır, sabah onu yener/ona galip gelir.
Ay zayıftır, güneş onu yener/ona galip gelir.
Güneş zayıftır, gece onu yener/ona galip gelir ve bulut da onu yener/ona galip gelir.
Yıldız bana yardım etmez, çünkü o zayıftır.
Ay bana yardım etmez, çünkü o zayıftır.
Güneş bana yardım etmez, çünkü o zayıftır.
Allah bana yardım eder.
Çünkü Allah hay'dır (canlıdır), ölmez. O bâki'dir (kalıcıdır), kaybolup gitmez. O kuvvetlidir, hiçbir şey O'nu yenmez/O'na galip gelmez.
و كان الإخوة يحسدون يوسف و بنيامين و يغضبون، كانوا يقولون: لماذا يحب أبونا يوسف و بنيامين أكثر؟.
و لماذا يحب أبونا يوسف و بنيامين و هما صغيران ضعيفان؟.
لماذا لا يحبنا مثل يوسف و بنيامين نحن شبان أقوياء، هذا أمر عجيب.
Kardeşler, Yusuf'a ve Bünyamin'e hased ediyorlardı ve kızıyorlardı. Şöyle diyorlardı: Neden babamız Yusuf'u ve Bünyamin'i daha çok seviyor?.
Ve neden babamız, küçük ve zayıf oldukları halde Yusuf'u ve Bünyamin'i seviyor?.
Neden babamız, kuvvetli gençler olduğumuz halde bizi, Yusuf ve Bünyamin gibi sevmiyor? Bu garip bir iştir.
فقال لأبنائه:
*أخاف أن يأكله الذئب و أنتم عنه غافلون* [سورة يوسف: ١٣]
قالوا: أبدا! كيف يأكله الذئب و نحن حاضرون؟
و كيف يأكله، و نحن شبان أقوياء؟
و أذن يعقوب ليوسف.
Yakup oğullarına şöyle söyledi:
*... farkında olmadığınız bir sırada onu bir kurdun kapmasından korkuyorum.* [Yusuf Sûresi: 13]
Dediler ki: Asla! Biz orada hazır bulunurken kurt onu nasıl yer?
Biz kuvvetli gençleriz, onu nasıl yer?
Bunun üzerine Yakup, Yusuf'a izin verdi.