1920’de dünyaya geldim. İlk gençlik çağım faşizmin, yani yalnız diktatörle halk yığınları arasında değil, vatandaşların kendi aralarında ve onlarla diktatör arasında da ilişkisizliği bir sistem halinde ortaya koymuş olan bir politik rejimin kara bulutları altında geçti. Nesnelerle ilişki yokluğu demek olan can sıkıntısı, faşizmin devamınca, insanın ciğerlerine çektiği havaya bile işlemişti.