Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sonsuzluk Peşinde

Kitabü'l-Emed Ale'l-Ebed

Ebu'l Hasan el-Amiri

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bu dînî kurallar, “akleden nefsi, yok olmaya açık olan şeylerden bâkî olmaya elverişli olan şeylere yönlendirmektedir”. Ayrıca bu dinî kurallar, kapkaranlık zulmetlerden kurtulup nurlu aydınlıklara çıkmamızda bize rehberlik etmektedir. Böylelikle insan, bu dinî kurallar ve şer’î modeller vesilesiyle hayvanlık tabiatından hikmetin ihtişamına, hatta fizik (süflî) âlemden metafizik (ulvî) âleme yükselir. Bundan dolayı denmiştir ki “İnsan doğası gereği dinî bir canlıdır (el-insânu dîniyyün bi’t-tab‘).”
Sayfa 68 - YEKKitabı okudu
“Her şahsın değeri, sahip olduğu kıymetli bilgiye göredir. “Kişi bilmediğinin düşmanıdır.” Hz. Ali(ra)
Sayfa 50 - YEKKitabı okudu
Reklam
Dini hafife alan kimse hakkında fazla umutlu olmak gerekmez. Çünkü yemekten dolayı boğazı tıkanan kimse belki su ile tedavi edilebilir. Fakat sudan dolayı boğazı tıkanan kimsenin asla tedavisi yoktur.
Sayfa 82 - YEKKitabı okudu
Ölüm her ne kadar görünürde acı ve karşılaşılmak istenmeyen bir durum olsa da, gerçekte insanları efendilerine götüren bir geçittir. O efendiler ki, o kimsenin dünya hayatı boyunca kavuşmuş olduklarından vuslata daha layık ve dünyada kendisine arkadaşlık edenlerden daha samimidir.
Sayfa 70 - YEKKitabı okudu
" Akleden nefis için akıl, zâtî bir manadır. "
Türkiye Yazma Eserler Kurumu
" Kimin üzerinde hissin egemenliği galip olursa o kimse zâhir olan güzelliği arzular. Aklın egemenliği kendi üzerinde galip olan her kimse de derûnî güzelliği arzular. Bunun sebebi ise zâhirî güzelliğin tabîî, derûnî güzelliğin ise rûhânî olmasıdır. "
Türkiye Yazma Eserler Kurumu
Reklam
" İnsanların, bilginin elde edilme yolları [kaynağı] hususunda dört farklı gruba ayrıldıklarını görüyoruz. [1] Duyularla algılamanın bir gerçekliği bulunduğunu kabul eden ve fakat akılla tasavvur edilen mefhumların hiçbir gerçekliği bulunmadığını savunanlar. [2] Akılla tasavvur edilen mefhumların gerçekliğinin bulunduğunu kabul eden ve fakat duyularla algılamanın hiçbir gerçekliğinin söz konusu olmadığını savunanlar. [3] Ne akılla tasavvur edilen mefhumların ne de duyularla algılamanın herhangi bir gerçekliğinin söz konusu olabileceğini savunanlar. [4] Hem akılla tasavvur edilen mefhumların hem de duyularla algılamanın gerçekliğinin bulunduğunu kabul edenler. Şüphesiz ki hissî öğelerin salt akılla idrak edilmesi imkânsızdır. Eğer hissî öğeler salt akılla idrak edilebilir olsaydı hissî güçler fuzuli ve gereksiz olurdu. Aynı şekilde aklî mefhumların da hissî güçler ile idrak edilmesi imkânsızdır. Eğer aklî mefhumlar hissî güçler ile idrak edilebilir olsaydı salt akıl fuzuli ve gereksiz olurdu. Hem aklî hem de hissî güçlerin bilgi elde etmede bir gerçekliği bulunmasaydı, o zaman bütün duyular ve akıllar boş, faydasız ve anlamsız olurdu. Böylece ortaya çıkmıştır ki bu dört farklı gruptan doğruya isabet edeni, her iki sınıfı da kabul eden, yani hem akılla tasavvur edilen mefhumların hem de duyularla algılamanın bilgi elde etmede gerçekliklerinin bulunduğunu kabul eden gruptur. "
Türkiye Yazma Eserler Kurumu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.