Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kitabül- Mukavemat - Felsefi İtirazlar

Şehabeddin Sühreverdi

Kitabül- Mukavemat - Felsefi İtirazlar Hakkında

Kitabül- Mukavemat - Felsefi İtirazlar konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
0/10
0 Kişi
2
Okunma
3
Beğeni
527
Görüntülenme

Hakkında

Şeyhü’l-İşrak Şihâbüddîn es-Sühreverdî’nin geç dönem eserlerinden biri olan Kitabü’l-Mukâvemât, filozofun bir diğer çalışması Kitabü’t-Telvîhat’ı tamamlayıcı bir eserdir. Sühreverdî, veciz olmasından ötürü Kitabü’t-Telvîhat’ta yer veremediği konuları Kitabü’l-Mukâvemât’ta ele aldığını belirtir. Mantık, fizik ve metafizik şeklindeki klasik tasnife sadık olarak tertip ettiği eserde Sühreverdî, bu üç başlık altındaki meselelerde karşı çıktığı görüşleri dile getirir ve kendine özgü katkılarda bulunur. Özellikle Tanrı'nın varlığına dair bu kitaba mahsus bir argüman getirmesi dikkat çekicidir. Sühreverdî’nin özgün düşüncesini keşfetmek için yardımcı bir eser olan Kitâbü’l-Mukâvemât, Prof. Dr. Ahmet Kamil Cihan ve Doç. Dr. Salih Yalın tarafından tercüme edilmiş ve Arapça tahkikli metinle yayına hazırlanmıştır.
Çevirmen:
A. Kamil Cihan
A. Kamil Cihan
Çevirmen:
Salih Yalın
Salih Yalın
Tahmini Okuma Süresi: 11 sa. 25 dk.Sayfa Sayısı: 403Basım Tarihi: 2020Yayınevi: Türkiye Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıOrijinal Adı: Kitâbü’l-Muḳāvemât
ISBN: 9789751747167Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Şehabeddin Sühreverdi
Şehabeddin SühreverdiYazar · 9 kitap
İsmi, Yahya b. Habeş b. Emîrek es-Sühreverdî; lakabı ise el-Maktûl Ebu'lFütûh Şihâbu'l-Hakki ve'l-Milleti ve'd-Din’dir. Yahya b. Habeş de Sühreverd’de doğmuştur. Bazı fikirlerinden ötürü ölüm fetvası verilerek Halep’te idam edildiği için “el-Maktûl” lakabıyla anılır. Asıl adı Yahya bin Habeş bin Emîrek, birçok konudaki bilgisi nedeniyle Şihâb yıldızından esinlenerek Şahabeddin veya Şihâbeddin olarak anılmış, Sühreverd'de doğduğu için de Sühreverdî olarak anılmıştır. İdam ettirilerek öldürüldüğü için daha sonra künyesine Sühreverdî'nin ardından Maktûl de eklenmiştir. Ebu'l-Fütûh diye anılması ruhani hayatının derinliği ve bu konudaki çalışmaları nedeniyle olmuştur. Çağdaşı ve akrabası olan bir diğer önemli isim "Şihabeddin Ömer Sühreverdî"dir, bu iki şahsın ayrıştırılabilmesi "Maktûl" künyesi ile anılmasına özen gösterilir. Eğitiminin ilk yıllarında Sühreverdî Meşşâi ekole yakınlık duymuş, bu konuda kendisini geliştirmiş ve bazı eserler kaleme almıştır. İlk zamanlardaki bu eğilimini daha sonra kendi felsefesi olan işrâkîliğe dair yazdığı eserlerde de belirtmiştir. Eğitimini tamamladıktan sonra birçok bölgeyi ziyarete gitti ve dönemin bazı önemli isimleriyle fikir alış verişinde bulundu. Bu sıralarda felsefesinin temelini oluşturacak çeşitli deneyimler yaşadığını açıklamıştır. Yine bu sıralarda adı duyulmuştu, saray çevrelerine yakınlaşmıştı ve birçok önemli devlet adamına ders verdi. Anadolu'da yıldızı parlamaya başlayan Sühreverdî'nin başarısı çeşitli kimselerin ona karşı çıkmasına yol açmış ve sonuç olarak öldürülmesi gerektiğini savunan birçok kişi ortaya çıkmıştı. Sonunda bir Halep fakihlerinin kararıyla Sühreverdî 1191'de idam edildi. Kısa ve çalkantılı hayatının aksine Sühreverdi'nin eserleri çok fazladır. Bunlardan bazıları kaybolmuş, birkaçı basılmış, geri kalanı da elyazmaları halinde İran, Hindistan ve Türkiye'deki kütüphanelerde bulunmaktadır. Kendisinden önce gelen İbn Sina ve Gazali'nin aksine eserlerinin hiçbiri Latince'ye çevrilmediğinden Batı dünyasında tanınmamıştır. Sühreverdi'nin eserlerinden yaklaşık elli tanesi, çeşitli tarih ve biyografi kitaplarında bize ulaşmıştır. Bunlar, şu şekilde beş sınıfa ayrılabilirler: 1- Dört büyük doktrinel inceleme: ilk üçü belirli değişikliklerle Aristo felsefesiyel (meşşai) ilgili, sonuncu ise işraki hikmet hakkındadır. hepsi Arapça olan bu eserler, Telvihat, Mukavvemat, Mutarahat ve Hikmet el-İşrak 'dir. 2- Heyakil el-Nur, el-Alvah el-İmadiye, Pertev-Name, İtikad el-Hukema el-Lemahat, Yezdan Şinaht ve Bustan el-Kulub gibi daha kısa doktrinel risaleler. Kısmen Arapça, kısmen de Farsça olan bu eserler, daha geniş risalelerin özel konularını açıklarlar. 3- Sembolik dilde yazılmış ve saliklerin ma'rifet ve işrake yolculuklarını tasvir eden seyr ü süluk hikâyeleri. Tamamı Farsça yazılmış olan bu kısa eserler, Akl-i Surh, Avâz-i Per-i Cebrail, el-Gurbet el-Garbiyye (Arapçası da vardır), Lugat-i Mûrân, risale fi'l-Mirac, Risale fil Halat el-Tufuliyye, Rûzi ba Cemaat-i Sûfiyan ve Safir-i Simurg'dan ibarettir. 4- İbn Sina'nın Risale el-Ta'ir'inin Farsçaya tercümesi, İbn Sina'nın İşarat ve Tenbihat'ının Farsça şerhi gibi filozofların eserlerinin inisiyatik metinleriyle kutsal metinlerin şerhleri ve transkripsiyonları. Ayrıca İbn Sina'nin Risalet el-Işk isimli eserine ve Kur'an ve hadis üzerine yorumlarına dayanan Risale fi Hakikat el-Işk adlı eser de bu gruba dahildir. 5- Şehrezuri'nin el-Varidat ve'l-Takdisat diye adlandırdığı dua ve zikirler. Sufi hikmetiyle, Hermetizm, Pisagor, Platon, Aristo ve Zerdüşt felsefelerini diğer bazı unsurlarla birleştiren bu eserler ve çok sayıdaki şerhleri, son yedi yüzyıl boyunca, İşrak geleneğinin özünü teşkil etmiştir. Başlıca eserleri: - Hikmet'ül-İşrâk - Pertev-Nâme - Heyâkilu'n-Nûr - Elvâhu'l-İmâdiyye