Geçmiş , şimdi ve gelecek aslında hepsi bir zaman yanilgisi . Algı bütün bunları bir sıraya dizip olmuşa geçmiş , olana şimdi , olacağa gelecek diyor . Biz yalnızca şimdiyi anlayabiliyoruz , o en çok gerçek duran ; dokunabiliyoruz çünkü şimdiye , görebiliyoruz şimdiyi ve algımız en çok şimdiyi algiliyor . Geçmiş bir rüyadan farksız : biliyoruz o geçmiş şimdi diye anıldığı zaman o anların hepsini bir bir yaşadık , hepsini biliyoruz ama yok sanki , izlediğimi iz bir film gibi hem bize uzak hem de bizden bir parça . Gelecekse kendisi gibi karanlık içinde duruyor , gelecek zamanın şimdisi gelmeden bilmiyoruz olacakları ama hayal edebiliyoruz ancak . Sonra şimdi diye anlattığımız zaman geçmiş bir zamana dönüşünce deminin şimdisinde elimizde var olanlar bir rüya gibi geliyor .
Geçmiş, şimdi ve gelecek aslında hepsi bir zaman yanılgısı. Algı bütün bunları bir sıraya dizip olmuş geçmiş, olana şimdi, olacağa gelecek diyor. Biz yalnızca şimdiyi anlayabiliyoruz, o çok gerçek duran; dokunabiliyoruz çünkü şimdiye, görebiliyoruz şimdiyi ve algımız en çok şimdiyi algılıyor. Geçmiş bir rüyadan farksız: biliyoruz o geçmiş şimdi diye anıldığı zaman o anların hepsini bir bir yaşadık, hepsini biliyoruz ama yok sanki, izlediğimi iz bir film gibi hem bize uzak hem de bizden bir parça. Gelecekse kendisi gibi karanlık içinde duruyor, gelecek zamanın şimdisi gelmeden bilmiyoruz olacakları ama hayal edebiliyoruz ancak. Sonra şimdi diye anlattığımız zaman geçmiş bir zamana dönüşünce deminin şimdisinde elimizde var olanlar bir rüya gibi geliyor.
Yalnız yaşamamıştı belki, ama yalnız ölmüştü. Yalnız ölen herkes gibi yalnız girecekti mezarına, yalnız başına uyuyacaktı yatağında, yalnız başına uyanacaktı zaman dolduğunda...
Belki de birini çok çok sevmenin başka bir şekli onun gidişini kabullenmek, onu o kadar çok sevmiştim ki, gidişinin önünde durmadım, yalnızca kabul ettim terk edildiğimi kendi yalnızlığımın içine geri döndüm.
Kitap Hz İsa'nın havarileri ile yediği son akşam yemeğiyle başlıyor.
Başkomiser Ferhat ve yardımcısı Tugay Kuledibi'nin ücra otellerinin birinden ihbar edilen intihar vakasıyla karşılıyor okuru.Olay intihar gibi görünsede ilk bulgular bir cinayet olma şüphesini doğuruyor.Maktulun cenazesinin defnedildiği mezarlıkta maktul ile birlikte toplamda 6 mezarın açılmış ve cesetlerinin çalınmış olduğunun fark edilmesi üzerine işler tam anlamıyla bir arap saçına dönüyor. Tanrıya kurban edilmiş 6 ruh...
Cinayetlerin işleyiş biçimleri aynı.Defnedildikleri yere kuşbakışı bakıldığında bilin bakalım bize neyin simgesini işaret ediyor ?
Gizemli bir mistik gerilim kitabı.Sayfalarını merakla çevirdim diyebilirim.Lakin Komiser Ferhat'ın eski karısı ve aynı zamanda psikoloğu Zeynep ile ilgili kısımları bana göre fazla tramvatik.Belli bir zaman sonra beni sıkmaya başladı.Nitekimde kitabı bitirdim.Sonunu her ne kadar beğenmesemde yine de tavsiye ederim.