Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kızlarıma Notlar

Ahter Kutadgu

En Eski Kızlarıma Notlar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kızlarıma Notlar sözleri ve alıntılarını, en eski Kızlarıma Notlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Konuşabilmek kadar susabilmek de uygarlığın göstergesidir.
Sayfa 149 - Doğan Egmont YayıncılıkKitabı okudu
Olgunluk Aynı konuyu, duyguyu 20’li yaşlarınızda 20 cümlede 30’lu yaşlarınızda 10 cümlede 40’lı yaşlarınızda 5 cümlede 50’li yaşlarınızda 2 cümlede Anlatırsınız. Deneyimle söylüyorum. Ne istediğinizin Neyin önemli olduğunun Neyin ifade edilmeye değer olduğunun Giderek zihninizde daha belirgin şekillenmesiyle ilgili bir konu bu. İşte benim “olgunluk” tanımım bu.
Reklam
Sebep-Sonuç Eğer yıllarca bazı toplumları yalnızca sömürü aracı olarak görürseniz gün gelir “Benden aldıklarını almaya geldim” der. Buna sebep-sonuç ilişkisi denir. Sonucunuzun sebebi yine sizdedir. Unutmayın.
Anka İnsanlığın on binlerce yıl içinde bir türlü erişemedikleri ama hep ulaşmaya, benzemeye çalıştıkları yarı kurgusal varlıkları anlatır. Zaman, mekan ve kültürel mirasa göre olaylar değişir ama işin özü hiç değişmez. Kendinden bir türlü memnun olmayan insanın yücelme içgüdüsünü yansıtır. Bu anlamlandırmalar dünyasında Anka Kuşu’ nu farklı kılan ise gücünün zirvesindeyken kendi kendini yok etmesi ve sonra yeniden küllerinden doğmasıdır. Her insan bir Anka Kuşu’dur aslında. Canavar da kahraman da içinizde. Sizi batıracak veya kurtaracak!
Çevik Dünya hızla değişiyor. Ayak uydurmak yetmez, önüne geçmek zorundasınız. Sürekli öğrenmek, çevrenizi görmek, okumak, yazmak, kendinizi sürekli geliştirmek yani donanımlı olmak durumundasınız. Soluduğumuz havadan, özgürlüğümüzden rant devşirmeye çalışan soytarıların sayısı arttıkça, kısırdöngü daraldıkça daha da uyanık olmalısınız. Çevik yani hızlı düşünüp hızlı hareket etmek zorundasınız. Şaşamaz teraziniz ise vicdanınız!
Arkadaş Genellikle kötü günde yanımızda olana arkadaş deriz. Doğrudur ama eksiktir. Hem kötü günde hem iyi günde yanınızda olanları arkadaşınız kabul edin.
Reklam
Soma Gelişmiş ülkelerde madencinin geliri Türkiye’deki madencinin 10 katı… Maden kazalarında ölümler ise 10’ da 1…
Liderlik Sürekli kendi kendimize bir böbürlenme halindeyiz ama hep alt sıralardayız. Yani değişmiyoruz, dönüşmüyoruz, gelişmiyor ve ilerlemiyoruz. İlerlemeyi ve gelişmeyi istemememiz gibi bir durum söz konusu olamayacağına göre, Suçu başkalarında aramak gibi bir zavallılığın içinde olduğumuzu kabullenmek de mümkün olmayacağına göre, Aklıma liderlikle ilgili okuduğumuzu, dinlediğimizi anlamadığımız ihtimali geliyor. O da olmaz, hepimiz okumuş çocuklarız. Peki, o zaman neden bir türlü liderler çıkaramıyoruz? Çok su götürür, boyumu aşan derin bir konu. Yalnızca naçizane birkaç saptamamı paylaşacağım. Doğal değil ikiyüzlü insanlar yetiştiriyoruz. Doğalarını yaşamalarına izin vermiyoruz. Kendi düzenimizi korumak için çocuklarımızın özgürlük, yaratıcılık ve girişimciliklerini bastırıyoruz. Kazanacağımızı bilerek zavallıca onlarla yarışıyoruz, yeniyor ve eziyoruz. Onlar da durumu idare ediyor, kendini güçlü gördüğünde ilk size karşı çıkıyor. Ne büyük sürpriz. Çocuklarımıza onları korumak gerekçesiyle sorumluluk vermekten korkuyoruz. Sorumluluk alan güçlüdür, başkaldırır. Korkmamız belki de bundandır! Alışık olmadığımız bir şeyi yaparlarsa, nasıl bir tepki vermemiz gerektiğini bilmediğimiz, belirsizlikten korktuğumuz için icat çıkarmalarına izin vermiyoruz.
Ayar - Bilim insanları “Günde 50 litre su içerseniz, 10 kilo limon yerseniz zehirlenip ölürsünüz” derler. - Çok az konuşursanız sesiniz duyulmaz, anlaşılmazsınız; çok fazla konuşursanız bıktırır, dinlenmez olur, yine anlaşılmazsınız. - Haklı olduğunuz bir davayı hiç dile getirmezseniz haklı olduğunuz duyulmaz, kendi kendinize sinir küpü olursunuz; çok dile getirirseniz “Mağduru oynuyor” denir, söylediklerinize itibar edilmez, yine sinir küpü olur, kendinizi yersiniz ve kaybedersiniz. Yani her şeyin bir ayarı var. Bir de son zamanlarda “ayar vermek” diye bir deyim pek popüler oldu. İçinde bulunduğumuz sinirlerin çok gergin olduğu ortamda herkes birbirine ayar verme telaşına girmiş; kendi ölçülerine göre karşısındakini olması gerektiği yere yine kendi bildiği yöntemlerle getirme işlemi, özetle.
Kibir Kibirliler vardıkları noktayı kaybetmekten çok korkarlar. Bu nedenle kibirliler kolayca yalan söylerler. Şiddet eğilimindedirler, acımasızdırlar, zalimdirler… Böyle oldukları için zamanla yanlarında sadece yalakalar kalır, onlar da zaten adı üstünde yalaka oldukları için çaptan düştüğünü hissettikleri an kibirliyi hemen terk ederler.
Reklam
Karnından Konuşmak Konuşurken gözünüzün içine bakamayanlar gibi karnından konuşanlara dikkat edin, derim.
Sürpriz Bilgiye ve bilimsel düşünceye düşman toplumlarda her şey sürpriz… Dost toplumlarda ise değil. Bence bu kadar basit. Sürpriziniz ne kadar azsa, Sürprizlere karnınız ne kadar toksa o kadar gelişmişsiniz demektir.
Yalın “Simplification is the ultimate sophistication” demiş Leonardo Da Vinci. Yani, yalınlık en yüce bilgeliktir. Bu nedenle, siz siz olun, bilgi ve donanımınızı geliştirirken çevrenizi iyi tanımak, en anlaşılabilir anlatmanın yollarını bulmak için emek harcamayı ihmal etmeyin. İnanın, en zoru yalın ifadedir. Sanatta, yazıda, sözde, her yerde…
Mutluluk Nietzsche şöyle demiş: Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen.
Kara Delik Dünkü siz Bugünkü sizi yarattı Bugünkü siz de Yarınki sizi yaratacak. Bu gerçeği kabullenmemizi engelleyen her şey “mazeret”. “Ben aslında” ile başlayan, “ama”, “fakat”la devam eden her şey ama her şey yalnızca mazeret. Kendinize söylediğiniz yalandan başka bir şey değil. Dün ne istemişseniz, bugün o olmuşsunuz; bu kadar basit. Bu basit gerçeği bugün kabul etmezseniz, inanın yarın sizi yeni mazeretlerin girdabı bekliyor olacak.
64 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.