Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Köktendincilik Nedir?

Domenico Losurdo

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Köktendincilik, farklı kültürler arası karşılıklı ilişki ve etkileşimlerin buharlaştığı, durağan bir kimlik inşa etme eğilimiyle kendini dışa vurur. Belli bir kültürel gelenek, kompakt, dışa kapalı ve tüm diğer kültürlerle uzlaşmaz bir karşıtlık içinde görülür; böylece de etnik bir biçim kazanma tehlikesine sürüklenir.
Köktendincilik belli bir kültürün ya da belli bazı kültürlerin varoluş biçimi değildir; iki farklı kültürün karşılaşması ya da çatışmasında ortaya çıkan bir tepki biçimidir; kıskançlıkla sahip çıkılan ve dışa kapalı bir kimliğin tahkim edilmesi ve kurulmasıyla tanımlanan bir tepki biçimi.
Reklam
“Özgürlük, köleliğe karşı savaşta yatıyor; ışık, karanlığa karşı savaşta.”
Köktendincilik nedir? Bu soruyu duyunca insanın aklına hemen Yakındoğu ve İslam geliyor. Oysa bu kavram ilk olarak, Birinci Dünya Savaşı ertesinde ortaya çıkan ve kendini genellikle “köktendinciler” (fundemantalistler) olarak tanımlayan bir hareket için, Amerikan Protestan çevrelerinde kullanılmıştır.[1]
Bir düşmana karşıtlıkla tanımlanan kimlik, geçmişe dönerek kendini mitsel bir köken üzerine inşa eder.
20. yüzyıl başlarındaki Amerikan Protestanlarıyla bugünkü İran Şiilerini yan yana koyun; ne kitapları ne de II. Jean Paul’ün ve radikal İslamcı liderlerin polemikleri diğerinden aşağı kalır. Metinleri karşılaştıralım. İlki diyor ki; “Egemenliğin kaynağı, ahlaki düzendir. Eğer yasalarınız [...] bu düzenle ve dolayısıyla Tanrının İradesi’yle çelişiyorsa, Yaratıcı’nın takdirine sınır koyamazsınız [...], bu durumda otorite kendi yaptıklarına derhal son verir veya istismar edilmiş olur.” Şimdi de ikinci metin: “Herkesi bağlayan mutlak ve temel mesele şudur ki; her kim Allahın kanununu kendisi ya da başka insanlar tarafından yapılmış kanunlar lehine terk eder, putperestlik ya da tiranlığa meyleder ve böylece de hakikatten uzaklaşırsa, ve her kim ülkesini bu tür bir kanuna dayanarak yönetirse, kendini Allaha şirk koşmuş sayılır.”
Reklam
Kitlesel okullaşmanın bir sonucu olarak İslamcıların çoğunluğu “30 yaş altı, ortalama olarak iyi eğitimli, çantasında bir diploması olan ama iş bulma umudu neredeyse hiç olmayan gençlerden”[16] oluşmaktadır. Sünni köktendinci hareketlerin “tipik aktivisti [...] uygulamalı bilimlere yönelik, dinî esaslara dayanmayan modern bir fakültede öğrencidir”. Aralarında çok sayıda ziraatçı, elektrik teknisyeni, doktor, mühendis vardır.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.