Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket

Hans Reichenbach

Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket Gönderileri

Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket kitaplarını, Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket sözleri ve alıntılarını, Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket yazarlarını, Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
96 syf.
·
Puan vermedi
Okunması biraz sıkıcıydı, daha iyi bilgiler daha iyi bir anlatım bekliyordum pek sarmadı fakat büsbütün de kötü değildi. Zihinde giriş seviyesinin de girişinde bir şema oluşturabiliyor, işte o kadar.
Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket
Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve HareketHans Reichenbach · Fol Kitap · 202033 okunma
Einstein Kulesi
Astrofizikçi Erin Finlay Freundlich kule için, içinde Richard Neutra’nın da bulunduğu, Erich Mendelsohn liderliğindeki ekibi görevlendirmiş. 1921 de yapımı başlayan kule 1924 te hizmete açılıyor. II. Dünya savaşında büyük hasar alana kadar da dünyanın en önemli gözlemevleri arasındaymış. 1997 yılında 2 yıllık bir restorasyon sürecine sokulmuş ve 1999 yılında tekrar hizmete açılmış. Bugün bir ziyaretçi merkezi ve yine güneş gözlemevi olarak hala kullanılmakta. Yapının Einstein’ın teorisini çalışacak bir araştırma merkezi olması hedeflenmiş. Mendelsohn da yaratacağı yapıyı tanımlayan fonksiyonun yapının formunda da görünür olmasını istemiş. Bu nedenle dinamik bir form üzerinde çalışmaya başlamış. Tasarımının sonucu ortaya yapının merkezinde labortuvarları bulunduran, dalga benzeri forma sahip bir platform üzerinde yükselen, kıvrımlı yapıda bir kule çıkmış.
Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket
Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket
Reklam
O zamanlar veri toplama eğilimi yoktu. Öğrenmek istenilen her şeyin spekülatif düşünceyle açığa çıkarılabileceğine inanılırdı. Galileo'nun büyük başarısı, doğanın doğrudan araştırılmasına başvurmasıydı.
Görünüyor ki doğa bilgisindeki ilerleme, yalnızca ardışık iki nesil arasındaki çekişmeyle yapılabilir. Bir zamanın bütün düşüncede devrim yaratan, beyinlerde fırtına koparan şeyleri, bir başka devirde sıradan bir olgu, insanın çevresi etkisinde edindiği ve gündelik deneyimin kesinliğiyle inanılan beyan edilen bir okul bilgisi haline geliyor. Böylece en büyük keşiflerin bile sürekli maruz kaldığı olası eleştiri unutuluyor.
Galileo bir başka bilim insanının 'sadece onun kafasını karıştıracağı için' nasıl teleskoptan bakmayı reddettiğini anlatıyor. Bu zıtlaşmanın neden olduğu Galileo'nun trajik kaderi iyi bilinir. Kopernikçi kurama desteğinin bedelini uzun yıllar hapis ve tutukluluk ile ödemek zorunda kaldı.
Dünya- alanının sadece küçük bir kısmı duyularla tam öğrenilebilir; bunun ötesinde var olanlar düşünüm ile çıkarsanmalıdır. İşte burada akıl yürütme devreye girer: Onun gücüyle, bilgimiz görümüzün dar ufuklarının ötesine genişler ve önümüzde uzak dünyaların kapılarını açar.
Reklam
Maxwell, Stark, Zeeman, Hertz
Maxwell, temel ilkelerinin matematiksel gelişiminin zorunlu olarak boşlukta yayılan elektrik titreşimleri olması gerektiği sonucuna yol açtığını fark etti. Hemen bu titreşimlerin ışıkla eş olması gerektiğini ve sonuç olarak, ışığın, elektrik akımların civarında açığa çıkan elektrik ve manyetik alanlara benzer bir elektrik fenomeninden başka bir şey olmadığını varsaydı; ışık, elektrikten olağanüstü yüksek oranda titreşimler açısından farklıdır. Matematiksel kuramına hiçbir deneysel ispat veremedi; ispat, gelişmiş gözlem yöntemlerinin keşfini beklemeliydi. Maxwell'in kuramının doğrulanmasına iki koldan ulaşıldı. Bir tarafta, ışık-üreten yapılar ya da parlayan atomlar (Stark Olayı ve Zeemann Olayı³) üzerindeki elektromanyetik dalgaların etkisini göstermek ve böylece ışığın emisyonunun özünde bir elektrik fenomen olduğunu ispatlamak mümkün hâle geldi. Bir diğer tarafta, bu deneyler ortada olmadan çok önce, Heinrich Hertz'in büyük keşfi geldi: Bir elektrik aygıtla, ışıktan kayda değer derecede düşük titreşim frekansında olmasına rağmen onunla ilişkili özellikle gösteren ve boşlukta kendiliğinden ve tellerden bağımsız yayılabilen elektrik titreşimleri üretti. Heinrich Hertz tarafından laboratuvarında üretilen bu elektrik titreşimler, bugün radyo dalgaları olarak bildiğimiz telsiz dalgalardan başka bir şey değildi. Telgraf ve radyoda yaygın teknik kullanımı, safça kuramsal nedenlerle yapılan keşfin, kâşif tarafından bile hiç düşünülmeyen, umulmadık sanayi yararları getirebileceğinin ispatını oluşturuyor.
3 Alman fizikçi Johannes Stark tarafından 1913'te keşfedilen Stark Olayı, atomların, iyonların ya da moleküllerin yüksek bir elektrik alan etkisiyle spektral çizgilerine ayrılmasıdır. Hollandalı fizikçi Pieter Zeeman'ın adını alan fiziksel olay
Faraday :*
… madde, (…) hiçbir iki cisim bir ve aynı yeri kaplayamaz -yani girilemezlik.* Bir diğer yandan, iki elektrik alan birbirlerini dışlamadan üst üste bindirilebilir çünkü her hangi bir yer kuşatmamaktadırlar.(…)iki elektrik alan bir karışımda olduğu gibi değil, bütün ya da parça olarak 'birbirlerinin içinde olabilecek biçimde bir ve tek yeri aynı zamanda işgal ederler; birlikte iki alanın da herhangi bir zamanda gösterilebileceği yeni bir elektrik alan şekillendirirler.
*İngilizcesi impenetrability Almancasi Undurchdringlichkeit olan bu kavram, 4 iki farklı maddenin aynı anda aynı yeri kaplayamama özelliğini karşılayacak biçimde kullanılmıştır. (Çev.)
esir kavramı
Töz, madde, dalga ya da hareket gibi doğa bilgisini içeren bütün ortak fikirler, saf spekülasyondan fışkırmamıştır, günlük yaşamın öncelikli deneyimlerinden çıkmıştır. Ve hiçbir şey onların kökenini unutmaktan ve onlara zorunlu ve koşulsuz varoluş atfetmekten daha tehlikeli değildir. Tam tersine, doğanın kaba gözlemlerinden doğması, dünya hakkında yüzeysel genellemelerden zar zor daha fazlası olması ve bu fikirlerin daha sağlam bir doğa anlayışına uygulanabilir olduğunu asla göstermediğini kavramak önemlidir.
Esir = Ether , uzayın da etherle kaplı olduğu düşünülüyordu
…eğer ışık-dalga doğasına sahipse ve sonuç olarak bir töz değil de ortam içerisinde bir hareket fenomeni ise, bu ortamın kendisi nedir? İşte bu şimdi dikkatimizi vermemiz gereken esir hakkındaki ünlü sorudur.³ Dalga kuramının yaratıcıları, ışığın yayılımının doğal olarak bir ortam içerisinde dalga olarak kavranması gerektiğine inandılar ve bu hayalî ortamı esir olarak adlandırdılar…
3Esir, artık geçerli olmasa da, dünyadaki dört temel hammaddeden (toprak, ateş, hava ve su) farklı olarak, göklerdeki diğer cisimlerin yapı maddesi olduğu düşünüldü. (Çev.)
Reklam
Augustine Jean Fresnel
Fresnel ışığın enine dalgalar ile bağlantılı olduğunu belirledi ve çalışmaları ilksel olarak ışığın polarizasyonu adında ışığın ‘enine niteliği' ile karakterize olan bir fenomenle ilgilendi.
Augustine Jean Fresnel selam olsun.
… boyuna dalgalarda, bireysel dalgalar dalganın yayılma doğrultusunda ileri ve geri dans eder, böylece sonuç olarak kalınlaşma ve incelme gözlenir ve ileriye doğru yayılır; ses dalgaları bunun bir örneğidir.
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.