Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kopernik’ten Einstein’a Uzay, Zaman ve Hareket

Hans Reichenbach

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Sanki doğa, esas ilişkilerini mevcut kuramların ince hatalarında açığa çıkarıyordu.
Römer'in durumunda, ışık hızının varlığı, gözlemlerdeki sapmalardan çıkarıldı ve bu hızın sayısal değerleri bile tam olarak hesaplanabildi.
… modası geçmiş çağın hâlâ var olmak için savaşan düşmanca direncini deneyimlediler.
her an, her yerde
Reklam
… sistematik yöntemlerin naif inançlar üzerindeki sürekli galibiyetidir.
Hareketlerimizin anlamına ve genel olarak hayatın anlamına dair nihai soruların daima astronomideki sorunları içerme eğilimi vardır.
astronomi, BİLİM olan!
Ah be!
Görünüyor ki doğa bilgisindeki ilerleme, yalnızca ardışık iki nesil arasındaki çekişmeyle yapılabilir. Bir zamanın bütün düşüncede devrim yaratan, beyinlerde fırtına kopartan şeyleri, bir başka devirde sıradan bir olgu, insanın çevresi etkisinde edindiği ve gündelik deneyimin kesinliğiyle inanılan ve beyan edilen bir okul bilgisi hâline geliyor. Böylece en büyük keşiflerin bile sürekli maruz kaldığı olası eleştiri unutuluyor. Dolayısıyla en derin içgörüler için geçerli sınırlamalara dair görüşü kaybediyoruz ve tikellere olan ilgisi dikkatini soğurduğu için insan, bilgisinin tüm yapısının temellerini yeniden incelemeyi unutuyor. Biz, daima gün gibi ortadaki meseleleri sorgulayan ve eleştirel yargıları hakikatin temellerine derinden nüfuz eden Kopernik gibi insanlara bel bağlayacağız.
tam kariyer değiştirirken Hans! Bu olmadı:(
Batlamyus’a Selam olsun
Her şeyden önce, kuzeyden güneye eğimin olduğunu gösterdi. Kutup yıldızı kuzeyde daha yüksek, güneyde daha alçak durduğundan Dünya'nın yüzeyi buna bağlı olarak eğimli olmalıydı. Batıdan doğuya eğimin ispatı ise bu gözlemi daha da iyi açığa çıkardı. (…) Batlamyusçu evren kavrayışı, eğitimli insanların zihnine bin seneden uzun bir süre hükmetti.
İskenderiyeli Claudius Ptolemy(Batlamyus), MS. 100-170 yılları arasında yaşamış matematikçi ve astronomdur.
Reklam
İlk bakıştan itibaren araştırmalarıma ilgi gösteren ve dolayısıyla mücadeleme tam itimat veren ilk ve neredeyse tek kişi olduğunuz için size minnettarım; zaten sizin gayret ve dürüstlüğünüzdeki bir insandan da başka bir şey beklenemez. Ama tekrar eden davetlere rağmen hâlâ hem Ay'a hem de teleskoba bakmayı reddeden ve böylece gözlerini hakikatin ışığına kapatan üniversitemizdeki ünlü felsefecilere ne demeli? Bu tür insanlar, felsefeyi, Aeneis ya da Odysseia gibi, bir kitapmışçasına ele alıyorlar ve kendileri öne sürdükleri üzere hakikatin, dünya ya da doğa çalışmasındansa, metinlerin kıyaslanması yoluyla keşfedileceğine inanıyorlar. Eğer en saygın üniversite felsefecilerimizden bazılarının gezegenlerin, sadece mantıksal argümanlarla âdeta sihirli bir efsun gibi ortaya çıktığını savunmaya çalıştıklarını duysan gülerdin.
Galileo’nun, Kepler'e yazdığı bir mektuptan:
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.